Bu satırları yazarken, Türkiye’de ve çevresindeki denizlerde hakkı olan alanlarda “petrol ve gaz” olduğundan emin olarak tuşlara basıyorum...
Bu giriş sonrası soralım; Türkiye’de petrol var mı?
Sevgili dostlarım, bu soruya tek bir yazı içinde “detayları ile cevap vermek” mümkün değil. Bu yüzden 2007 yılından itibaren “yaptığım araştırmalardan” elde ettiğim sentezi size kısaca aktarmak istiyorum... Ancak bunu yapmadan önce bir soru sormam gerekli; Başbakan Erdoğan konu hakkında bastırana kadar 1940’lardan bugüne neden sağlam adımlar atılmadı? Diğer alanlarda geçerli olan cevap burada da karşımıza çıkıyor; petrol-gaz çıkarmak, hızlı tren yapmak, faizi düşürmek, yerli savunma endüstrisini geliştirmek için TAM BAĞIMSIZ OLMAK veya yoluna girmek gerekli...
Bu noktada size geçmişte bazılarını sunduğum binlerce sayfa resmi belgeden bazı alıntılar yapmak istiyorum. O belgelerde geçen ana fikir çok net; Adıyaman, Edirne, Antalya, Hakkari, Sivas, Saros Körfezi, İskenderun, Erzurum, Van, Kastamonu ve daha sayamayacağım birçok bölgemizde “arama-kapatma-engelleme” şeklinde gerçekleşen, “yaşayanların” resimleri ile kaydettiği yüzlerce olay var..
Sevgili dostlar, izninizle bu tespitlerden birini tam olarak aktarayım; Adıyaman’da petrol araması yapan yabancı ortaklı bir şirket “Burada petrol yok” diyerek kuyuyu kapatıyor. Prof. Muammer Aksoy ve yanındakiler savcılığa başvurarak “bu kuyunun” bilerek kapatıldığını iddia ediyorlar. Savcı 3 yıl bu olay üstünde araştırma yapıyor ve 3 yıl sonra bu kuyu açılıyor. Bugün hâlâ o kuyudan saate 20 varil petrol üretiliyor...
Sonuç 1: Yabancıların Türkiye’deki petrol yataklarını aynen Osmanlı’nın son döneminde yaptıkları gibi “kontrol etme” denemeleri 1950’li yıllarda başladı. Bu noktada biraz geriye gitmek ve 1952 yılına dönmek istiyorum. O zaman tartışılan konu yine petrol. Bir kanun yapmak gerekli ve aranan isim hemen bulunuyor; İsrail petrol kanununu yapan hukukçu-jeolog Max Ball..
Sonuç 2: Yabancı Tekeller ve içerideki uzantılarının “ikinci tam kontrol sağlama denemesi” Kemal Derviş döneminde gerçekleşiyor. Telekom’dan-Petrol Çıkarma esaslarına kadar “DERWİSH” düzenlemeleri kontrol altına alınan dönemin hükümetine yaptırılıyor...
Gelelim bugüne...
Sevgili dostlar, bu noktada Türk basınında çıkan bazı haberlerden alıntılar yaparak ilerlemek istiyorum;
1- “...Diyarbakır Ergani’deki Güney Kırtepe-7 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.405 metre... Diyarbakır Ergani’deki Karacan-5 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.713 metre... Diyarbakır Hani’de Beyazçeşme-1 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.800 metre... Diyarbakır Taşdan Köyü’nde petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.800 metre... Manisa Alaşehir’deki Sarıkız-2 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.850 metre... Adıyaman’daki Şambayat-3 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 1.584 metre... Diyarbakır Bismil’deki Arpatepe-2 kuyusunda petrol bulundu. Bulunduğu derinlik 2.450 metre... Kuyular Diyarbakır, Manisa, Adıyaman, Batman’da... Bu petrol keşiflerinde petrolün bulunduğu derinlik ortalama 1.800 metre. Bismil ve Batman’daki kuyular bu ortalamanın üzerine çıkıyor. Fakat oralarda bulunan petrolün gravitesi 32 ve 34. Yani yüksek kalitede petrol... Çok uzağa gitmeye gerek yok. Hemen kapı komşumuz Irak’a bakalım. Irak’ın kuzeyinde açılan ve bir Türk şirketinin yabancı ortağıyla keşfettiği petrol rezervinin (Taq Taq sahası) tespit edildiği derinlik 3-4 bin metre...”
2- “...Türkiye, 4-5 bin metre altındaki bir petrol okyanusunun üzerinde duruyor... Aslında son yapılan keşiflerle ilgili ilginç bir ‘tesadüf’ daha var. Sultan II. Abdülhamid’in Alman Maden Mühendisi Paul Groskoph ve Habib Necip Efendi’nin başkanlığındaki araştırma birimine 1901 yılında yaptırdığı bir petrol haritası Aksiyon Dergisi tarafından ortaya çıkarıldı. 112 yıl önce hazırlanan bu haritada zamanın Osmanlı toprakları içerisinde yer alan Musul, Erbil, Süleymaniye, Tikrit, Kerbela gibi şu anda Türkiye sınırlarında olmayan birçok yerde de güçlü petrol rezervleri olduğu görünüyor...”
3- “...ABD Jeolojik Araştırmalar Servisi’nin (USGS) hesaplamalarına göre, Türkiye petrol taşı rezervinden 284 milyon tonluk petrol üretebilecek kapasiteye sahip. Rezervin 115 milyon tonu Bolu Göynük’te... USGS’nin raporunda Türkiye, petrol taşı bakımından önem taşıyan 14 ülke arasında değerlendiriliyor.”
Sonuç 3: Türkiye’de basın ve kamuoyu organlarında konu hakkında zaman zaman en hassas noktalara değinilmesine rağmen, doğruyu görenler belli odaklar tarafından karalama kampanyalarına maruz kaldılar...
Sevgili dostlar, konuya sadece ucundan girdik. Sizlerle paylaşacağım daha çok fazla “önemli” detay var. Sizler de araştırın, devam edeceğiz...