Anayasa Mahkemesi özgürlükçü kararlar veriyor, Ergenekon, Balyoz ve KCK tutukluları, hükümlüleri art arda serbest bırakılıyor.
Ancak bazıları için durum değişmiyor.
Salih Mirzabeyoğlu: İBDA-C örgütünü kurmaktan 16 yıldır hapiste; eylemi yok, kitapları, yazıları var.
Yakup Köse: Fişlendiğinde 14 yaşındaydı, cezası 18 yıl sonra kesildi. Adalet yerine gelene kadar kaçak!
Sarp Kuray: 80 öncesi kaçtığı Fransa’dan ‘silahlı değil sivil mücadele’ diyerek döndüğü Türkiye’de, artık hiçbir tutuklusu kalmamış ‘örgütü’ yüzünden aldığı ‘müebbet’ hapis cezası iki gün önce onandı!
Kuray Ankara Sincan F Tipi Cezaevi’ndeydi. Adalet Bakanlığı’ndan istediğim görüş izni hemen çıkınca yola koyuldum.
Babası eski Ankara valisi Enver Kuray, dayısı Yassıada savcısı Ömer Egesel. ‘Sınıfına’ uygun olarak gittiği Deniz Harp Okulu’nda ‘sınıfını reddedince’ ordudan ayrılmış, 12 Mart 1971 Muhtırası’nda tutuklanmış. 1975’te afla çıkınca soluğu Fransa’da almış. Partizan Yolu/16 Haziran Hareketi’ni oradan organize etmiş. 1993’te Türkiye’ye dönmüş. DGM önce ‘beraat’ vermiş; ancak ‘devlet’ tatmin olmamış, ikinci yargılamada ‘yasa dışı örgüt lideri olmak’tan 12 yıl, ardından ‘Anayasal düzeni silah zoruyla değiştirmeye teşebbüs’ten müebbet vermiş. Bu arada SHP’ye katılmış, PM üyesi olmuş; adı parti liderliği için geçmeye başlamış. Ancak 2009’da Yargıtay ‘müebbet’i onamış, tutuklanmış. AİHM, “savunma talepleri gözardı edildi, yargılama uzun sürdü (16 yıl), ifadeler işkenceyle alındı iddiaları araştırılmadı” diyerek Türkiye’yi mahkum etmiş. Mahkeme yeniden yargılamış ama ‘müebbet’te direnmiş. Yargıtay da önceki gün yeniden onamış. ‘Müebbet’in dolmasına 1.5 yıl kala...
* * *
F Tipi’nde açık görüş ‘mesai saati’ ile sınırlı.
Tanıştık.
“Dün, Başbakan’ın adaylık açıklaması sonrası sizi TV’de izledim, şimdi buradasınız” dedi.
Yargıtay’ın cezasını onamasına şaşırmamış; “Umutlu değildim” dedi. AYM’ye bireysel başvuruda da aynı duygular içinde.
“Yargı büyük hesaplar görüyor, bize sıra gelmez”dedi; sonra “Belki adım adım gelir” diye ekledi...
Bir saatlik görüşe sığan ‘bir devrimciden kısa notlar’da önemli mesajlar var:
Dini ıskaladık, yenildik
- Maoculuk tarih bilincini bitirdi- Biz birbirimizin hikayesini bilmiyoruz. Ebu Zer ile bağınızı kuramıyorsanız, halkla ters düşüyorsunuz. Ekonomi politiğini, gelir paylaşımını, mülkiyeti, hak ve adalet kavramlarını. ‘İhtiyaçlarınızın üzerindekini paylaşın’ ilkesini... Bu ciddi bir tarih bilincidir.
1970’lerde Maoculuğun gelişiyle bu toprağın geleneğiyle bağlarımız koptu. Kendimizi Mao ile ifade etme yanlışına düştük. Çok çok Che ile... Türk devrimciliğinin sorunu budur. Bu toprağın konuları güme gitti hep...
Biz dini ıskaladığımız için yenildik. Hem 12 Mart’ta, hem sonra...
- 12 Eylül’ü 24 Ocak’tan gördüm-12 Eylül’ün gelişini bir yıl önce anlamıştım. ‘24 Ocak kararları’ndan. Ordunun müdahale geleneğini, Türkiye’nin egemen sınıfından ayrı değerlendiremezsiniz. Egemen sınıfları da devlet yaratmıştır. Egemen sınıflarla devletin kavgası, kayıkçı kavgasıdır.
- İktidar sermayeyi değiştiriyor- Bugünkü iktidarın yaptığı güzel işleri bilmiyor muyum? İşkenceleri, faili meçhulleri, konuşmanın yasak olduğu dönemleri hatırlamıyor muyum? Çok şey değişti Türkiye’de. Ama ben sınıfı önemsiyorum. Avrupa dünyayı sömürdü, dışarıdan kaynak getirdi, egemen sınıfları kendini oluşturdu. Bizim dışarıdan kaynak getirme şansımız yok. Bu ‘otoriterlik’ tartışması nereden çıkıyor biliyor musunuz; iktidar sermaye yaratmak istiyor...
- ‘Silah yok’ dedim, hala içerideyim-Fransa’dayken hiç Fransa pasaportu almadım. Vatansız, haymatlos yaşadım... 1988’lerden sonra Türkiye değişmeye başladı, ‘Eylemleri durduralım; silahlı değil sivil mücadele’ dedim. Ama Partizan Yolu’nun üyeleri devam etti. Operasyonlar oldu, yakalananlar 3-5 ayda çıktılar. Ben de Türkiye’ye dönme kararı aldım.
İlk yargılamada beraat ettim; sonra cezalar geldi. Sonuçta örgütten tek bir tutuklu yok, hepsi işinde gücünde, siyasette. Sadece ben devleti yıkma teşebbüsünden 6 yıldır buradayım. Tek başıma anayasayı ortadan kaldıramam.
- Hukuk ayar veriyor - Hukuk orduya, PKK’ya, cemaate ayar veriyor. Bunlar büyük hesaplar. Burada 20 yıldır yatan gençler, kanser hastaları var... Biz bu hesapların içinde değiliz. Hukuk bu mahalleye gelmiyor. Belki adım adım bize de sıra gelebilir. Gelirse hukuka da ayar verilmeye başlanmış demektir.
- Mücadelemiz boşa gitmedi -Biz haybeye mücadele etmedik. Yabancı güçlerin Türkiye üzerinde hesaplar yaptığı bugün bu kadar konuşuluyorsa, bizim mücadelemize bakmalılar.
DELİKANLILIK GİDERSE DEVRİMCİLİK KALMAZ
“Nasrullah Ayan, aileden zengin bir arkadaşımızdı. Partizan Yol’a mali destek verdi. Ben Fransa’dayken, Türkiye’ye dönüşümde beş parasızken de aynı şekilde... Servetine el konulma operasyonuyla karşı karşıya kalınca ben de ona sahip çıktım. Nasrullah’ı öldürmeye geldiklerinde karşılarına ben çıktım. (Yarayı göstererek) Elim parçalandı kurşunla... Yani borsacılık yapmadım. Ben katıldığımda şirket faaliyetten men edilmişti zaten. Bize yardım edene yardım ettik, o kadar. Delikanlılığımızı alırsanız devrimcilik mevrimcilik kalmaz (gülerek)...”