Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası’nda grubundan lider olarak çıktı. Öyle enteresandır ki, lider olan Fenerbahçe, Sivasspor’a karşı “lider gibi” futbol sergilemedi.
Sahanın ortasında “2 Mehmetler” var. Her ikisi de inanılmaz derecede pasif, pas yüzdeleri düşük, futbol adına olumlu görüntüleri sergilemekten çok uzaktılar. İkinci yarının başında “2 Mehmetler”den biri olan Topuz’un, Sivasspor kalesinin dibinden kaleciyle karşı karşıya gol kaçırması, gol atma yeteneğinin ne kadar kısır olduğunun da göstergesiydi. İyi niyetinden hiç şüphe etmem çünkü çok koşuyor çok didiniyor. Ama futbol adına bal yapmayan arı gibiydi. Genellikle de hep böyle oluyor.
Fenerbahçe orta sahası telleri eksik keman gibi.
Futbol olarak içlerinde bir tanesini cımbız ile çekip “Şu iyidir” diyeceğim Fenerbahçeli oyuncu yok.
Saha kötü mü; hayır. Hava koşullarına göre mükemmel. Bu hava koşullarına ve sahanın güzelliğine uygun olmayan, zevksiz bir futbol izledik.
Sivasspor, kendi sahasında daha etkili gibi gözükmesine rağmen, ürettikleri pozisyonlarda son gol vuruşlarından onlar da yoksun kaldılar.
Kısacası; zevksiz, sıkıntı veren bir maçtı. Anneannemin ninnilerini söylesen, bu kadar uykum gelmezdi!
Geçelim Sivasspor-Fenerbahçe maçını... İnsan zorluyor kendini satırlara dökmekte...
Biz Emre Belözoğlu’nu ite-kaka Atletico Madrid’e yolladık. Şimdi tekrar geri alıyoruz. Neden Emre gitmişti, Aykut ile birebir kavgasından. Şimdi neden geliyor Emre? Herhalde Aykut hocasından özür dilemeye!
İstanbul Büyükşehir Belediye’den de Pierre Webo alındı. Çok pahalı bir transfer değil. Bülent Korkmaz hoca ile iyi de bir ivme kazanmıştı. Umarım yeni takımında, yani Fenerbahçe’de başarılı olur.
Ama tek santrfor ile devam edecek Aykut Kocaman ile ne olur ne olmaz; o da meçhullere bayrak açıyor!
Fenerbahçe’nin dün akşam sergilediği futbol çok ama çok anlatılacak cinsten olmadığı için, Emre ile Webo’yu maç yazısının son satırlarına eklemek zorunda kaldım.