Siirt Valiliği, Üniversite Yönetimi, ve Üniversite mütevelli heyeti başkanı Ethem Sancak’ın birlikte düzenlediği ve Siirt Üniversitesi’nin önümüzdeki on yıllarını planlayabilmeye katkı sunacak bir tarama konferansı için Siirt’teyiz.
Toplantının başladığı sabah saatlerinde belleğim epey gerilere, 1970’li yıllara gitti. Diyarbakır’dan bir grup gençle beraber Siirt’e gitmiştik.. Mitingler gırla gidiyor. Bir miting de Siirt’te yapalım dedik, ama maalesef sloganlarda anlaşamadığımız için mitingi iptal etmek zorunda kaldık. İki popüler slogandan biri Kurdara Azadi-Kürtlere Özgürlük- diğeri de Halklara Özgürlük sloganıydı. Siirt’te Arap halkın yaşamakta olduğunu öne sürerek, Kurdara Azadi değil, Halklara Özgürlük sloganı atılsın diyorduk. Ama olmadı. Bazı arkadaşlarımız açıkça sırf bu sloganı atmak için kalkıp Siirt’e geldiklerini söylüyorlardı. Derken miting günü geldi çattı. Halktan bir Arap vatandaşımız mikrofonu eline aldı ve konuşmaya başladı. Kurdara Azadi sloganı atılarak adamcağızın sesi bastırıldı. O yıllarda, yol, fabrika, hastane istiyoruz gibi talepler gündemde. Batman bir petrol şehri, henüz Siirt’ten kopartılıp il yapılmamış. Siirt halkı petrol bizim coğrafyamızdan çıkıyor, ama üniversitemiz, yolumuz yok, okulumuz hastanemiz, fabrikamız yok diyor.
Hayatın hoş sürprizlerinden biri olsa gerek. Kırk küsur yıl sonra, Siirt Üniversitesi için bir tarama konferansındayız. Akademisyenlerin ağırlıkta olduğu bir konferans oldu. İş adamı Nihat Özdemir tarama konferansına konuk olanlardandı.
Siirtli, Kürt siyasetçilerden Doktor Ekrem Bilek, TESEV’in Başkanı Can Paker, AK Parti İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, AK Parti Genel Başkan yardımcısı ve Yeni Şafak yazarı Yasin Aktay katılımcılar arasındaydı. (Katılımcı kadın sayısı yok denecek kadardı, ve bu durum eleştirilere yol açtı.)
Tarama konferansının ortak akılla vardığı sonuçlar son derece önemliydi.
Siirt’in çok kültürlü çok kimlikli yapısı, Siirt Üniversitesi’nin geleceğinde olumlu rol oynayacak bir faktör. Üniversitenin uluslararası bir kimliğe kavuşması; her şeyden önce, kendi değerleriyle buluşmayı, bu değerleri keşfetmeyi başarmış güçlü bir yerel kimliğe sahip olmakla mümkün.
Bu topraklar insanoğlunu yüzyıllar boyunca etkilemiş Gılgameş gibi büyük destanların, medrese eğitimi ve kültürünün kuşaktan kuşağa aktarıldığı bir coğrafya.
Siirt Üniversitesi ve bölgede kurulan yeni sayılabilecek üniversitelerin tümü de yoğun bir siyasal ortamda, hatta daha iki yıl öncesine kadar şiddetin egemen olduğu bir ortamda kuruldular.
Bu yüzden mesafe almaları çok kolay olmadı.
Resmi-kurucu ideolojinin yani Kemalizmin devlet üniversitelerini seksen yıldır etkilemeye devam eden mirası, bu yeni üniversitelerimizi etkilemedi pek. Devletin kimlik politikalarında yaşadığı inkarın önemli oranda ortadan kalkması resmi ideolojiyi de etkisiz hale getirdi. Ama şimdi de başka etkiler, başka ideolojiler söz konusu. Üniversitelerimiz kendilerini bu ideolojilerden korudukları oranda özerk bilimsel kurumlar ve entelektüel bilgi üretiminin yeşerdiği alanlar haline gelebilirler.
Bunun için tarih, hafıza ve yüzleşme politikaları ve araştırmaları çok gerekli.
Ethem Sancak, ilk günün mesaisi biterken güzel bir konuşma yaptı. O kısa konuşma bu sözünü ettiğim tarih, hafıza ve yüzleşme konusuna bir girizgah gibiydi:
‘Siirt ulusalcılığın cenderesine sığmayacak kadar önemli bir şehir. Burası Cizre ve Botan’dan dolayı gelmiş geçmiş imparatorlukların kesişme noktası. Siirt bir zamanlar 20 inanç ve 10 dilin yaşadığı bir yerdi. Nehirler nedeniyle imparatorlukların kesişme noktası burada başlardı. 12.500 yıllık bir kent. Moğol istilalarına karşı direnmiş bir kent. Hulagu Han, şehri kırıp geçirdi ve 13 bin kişi öldürdü. Daha sonraki dönemde asıl felaket uluslaşma süreçlerinde başladı. Ve Siirt ikinci darbeyi Botan’daki son isyan nedeniyle yaşadı. Siirtli cumhuriyet tarihi boyunca fabrika istedi durdu. O fabrikalar bir türlü kurulamadı. Ama şimdi bir fabrikası var Siirt’in. Siirt Üniversitesi. Evet Üniversitemiz biz Siirtliler için bir fabrikadır. Bize bilim insanı yetiştirecek bir fabrika. Dünya ve bölge değişiyor. Çok şükür bu değişimi anlayan bir Başbakanımız ve bu değişimi anlayan İmralı’da Kürtler’in lideri Öcalan var..’
Siirt’in yeni ‘fabrikasını’ geleceğe taşıyacak bilim insanlarının yolu da bahtı da açık olsun..