Adı, T. Argın, on altı yaşındaydı. Batman Lisesi öğrencisiydi. Ders notları iyiydi ve doktor olmayı istiyordu. 12 Mart 2011’de PKK’nın sivil itaatsizlik eylemine on iki arkadaşı ile katılma kararı aldı. Batman emniyeti arkadaşlarını dağa çıkmamaya ikna ederken, T. Argın tüm çabalara rağmen ikna edilemedi. Sekiz ay sonra girdiği çatışmada öldürüldü.
Murat Karayılan, 15 Şubatta yaptığı açıklamada PKK’nın on sekiz yaşından küçük çocukları dağ kadrosuna kattığını kesin bir dille ret etse de sadece Batman merkezde kayıp çocuk için yapılan başvuru sayısı son iki yılda on altı. On altı öğrenciden kayıp için başvuru yapılanların arasında beş kız öğrenci de var. Bu başvuruyu örgütten korkup yapamayan ailelerin sayısı ise başvuranlardan daha fazla desek yanlış olmaz. Çocukların çoğu on sekiz yaşından küçük ve çocukların en çok kullanıldığı illerin başında Hakkâri, Şırnak daha sonrasında İstanbul ve Mersin geliyor. Ailelere çocuk başına belli bir paranın aktarıldığı ve bunu halka yardım maskesi altında örgütün propaganda aracı olarak kullandığı istihbarat raporlarına yansımış durumda. En önemli amaç ise her aileden bir çocuk kazanma stratejisi ile devletle Kürt aileler arasında olumlu bir bağ gelişmesini engellemek.
CSUCS verilerine göre PKK’nın çocuk asker kullanma sayısı üç bin civarında ve bu sayının % 10’u kız. Uluslararası Af Örgütü’de PKK’nın 1994’den beri çocukları savaşlarda kullandığını rapor etmesine rağmen son zamanlarda yalanı söylemlerinde aracı olarak kullandığı tescillenen örgüt lideri Karayılan’ın çocukları cephe gerisinde eğitim için kullandıkları iddiasını bu veriler açığa düşürüyor. 15 Şubatta Karayılan’ın bu açıklamalarından sadece birkaç gün sonra on iki kardeşin altıncısı olan Osman Oran’ın ailesi çocuklarından 2011’den beri haber alamadığını söylüyor. Bu arada Osman Oran 2011’de on dördüncü yaşını dolduruyor.
Ocak 2015. Diyarbakır Valiliği yaptığı açıklamada merkez Sento Caddesinde gerçekleşen yol kapatma eyleminde yakalanan dört eylemcinin on sekiz yaşından küçük olduğunu açıklıyor. Eylemlerle başlayan çocuk istismarının daha sonra hangi aşamada bittiğini gösteren gelişme bu sefer Ağrı’da yaşanıyor. Ağustos 2015. Ağrı’nın Diyadin ilçesinde yedi kişilik terörist bir grup karakola saldırıyor. Üç terörist etkisiz hale getirilirken yaşlarının ise 16, 19, 25 olduğu belirleniyor. HDP’li vekil Hüsamettin Zenderlioğlu sosyal medya hesabından öldürülen çocukların fırında çalıştığını iddia ederken örgüt yandaşları ‘AğrıDiyadindeKatliamVar’ diye algı operasyonlarına başlıyor. Fırında çalışan çocukların üzerinden ekmek yapımında kullanmak üzere (!) kalaşnikof marka uzun namlulu bir silah, bir tabanca, bir el bombası ve silahlara ait mühimmatlar ele geçiriliyor.
Sözde KCK sözleşmesinde her ailenin vergi vermesine dair maddelerin yanında vergi veremeyen aileler ise çocuklarından birini örgüte hizmet etme adına dağa göndermelidir gibi şartlar var. Dağdan geri gelen çocuklarla yapılan görüşmelerde çoğunun dağa çıkma nedenini tehdit olduğunu söylemesi yukarıdaki sözde sözleşmeye ait maddeyi doğruluyor. Hizmetin başlangıcı ilk başta Kandil’de yapılan eğitim, sonrasında milis olarak gerçekleştirilen eylemler aşaması ve en son silahlı çatışmalarda yer alma adına gerilla döneminden oluşuyor. Hizmetin sonu genellikle ölümle sonuçlanıyor.
Taş ve molotof atan çocuklara karşılık veren güvenlik kuvvetlerinin eleştirildiği; fakat onların eline silah veren zihniyetin göz ardı edilip suçlanmadığı bir dönem yaşıyoruz sözü çokça kişi tarafından yapılan bir tespit. Eylemlerde ceza uygulanmaması için çocukları kullanan ve ellerine silah tutuşturarak sivil halk öldürülüyor algısını oluşturmak adına kandan beslenen bir örgütün faaliyetleri söz konusu. Maalesef bu faaliyetler her geçen gün artacak gibi duruyor.
Devletin Doğu ve Güneydoğu’da dağa çıkışın önüne geçme adına yaptığı eğitim faaliyetleri ve sosyal politikalarla ilgi çalışmalar başka bir yazının konusu aslında. Ama o alanda istenen başarının sağlandığını söylemek çok zor. Başarısızlıktaki en büyük faktör okul ve diğer kamu dairelerinde yer alan örgüt sempatizanı memurların çoğu projeleri işlevsiz kılması.
‘PKK’nın faaliyetlerine katılımda en uygun insanların eğitimsiz olan her yaş grubundaki bireylerle ilköğretimin beşinci sınıfını ve sekizinci sınıfını bitiren çocuklardır’ sözü Abdullah Öcalan’a ait. Liseye başlamadan örgüte katılan Siirt-1996 doğumlu Yakup, ilkokul mezunu Remzi ve ortaokul öğrencisi Habip, Batman-1998 doğumlu Vedat ve yine Batman-1995 doğumlu İdris, okuldan dağa giden ve haber alınamayan örgütün çocuk militanları arasında yer alanlar. Tabiri caizse bu isimler sıcak okullardan soğuk dağlarda kaybolan hayatlar.