Bu iki konu, art arda gedi...
Çin liderinin olası Moskova ziyaretine, ilk ve gerilmiş "reaksiyon"; ABD'den geldi.
ABD kaynakları, Ukrayna ile Rusya arasında Çin'in "arabulucu" olma niyetinden rahatsız.
Dahası var!
ABD, Ukrayna'ya böyle bir durumda "Asla olmaz..." telkinini yapmaktadır.
ABD, Rusya ve Çin arasındaki ilişkilerin, yeni dönemde daha da "netleşmesi" durumunda, dünyadaki paylaşım uğruna verilen savaşın; yeni "merhaleye" geçeceğinden hoşnut değil.
Bu nedenle alel-acele Putin ile ilgili, "uluslararası ceza mahkemesi"nden "tutuklama" kararının çıkması gibi; anlaşılması zor bir tutumla çıktı karşımıza...
Peki, bu bir şeyi değiştirir mi?
ABD merkezli ve Rusya karşıtı ittifak, şimdilik açıktan Çin ile karşı karşıya gelmek istemiyor.
Çin ise şimdilik ABD merkezli ittifakla karşı karşıya gelmek istemiyor.
Her iki taraf için, Rusya vazgeçilmez...
ABD için Rusya zayıf olmalı ki, Çin ile öngördüğü "hesaplaşmada", ilaveten güç faktörü gibi "iddia masası"nda olmasın ve Çin için olumlu ortam oluşturmada çalışan mekanizma gibi meydanda "duruş" sergilemesin.
Çin için ise ABD merkezli ittifakla mücadelede; "Rusya ile zamanın uzatılması gerekli. Bu nedenle Rusya'ya artık daha net destek vereceğine..." işaret ediyor.
Rusya savaşın "seyrini" buna göre belirliyor.
Ukrayna başkanı Zelenskiy'in beyanları esasında "sinyali" vermektedir. Çünkü Rusya ile uzatılmış savaş ortamı, kendileri açısından kârlı bir durum degildir.
Bu durumda sonuç nasıl etkilenir?
Tabii Çin konusu uzun vadede başımızı ağrıtacaktır.
Çin ile Rusya'yı şimdi aynı tabloda yorumlasak da orta vadede Rusya için de sorun olarak gözüküyor.
O nedenle Rusya için başını Turkiye'nin çektiği Orta Asya ve tamamıyla Türkistan coğrafyasının varlığı ve tutumu, önem arz edecektir.
Gerçi Orta Asya'daki yapı hala Rusya'nın etkisinde
Ama bu yapı Rusya ve Türkiyesiz; Çin için "rahat" lokmadır.
Bunu unutmadan, Orta Asya'yı analiz edelim.
İran ve Orta Doğu konusunda da Çin artık daha "görünür" olacaktır.
Unutmayalım; Türkiye'deki siyasi gelecek ve Mayıs seçimlerinin sonucu Orta Asya ve Orta Doğu'daki varlığımızın da geleceğini belirleyecektir.
Küresel dizayn sürecinde iç siyasetteki seçim "anlayışı", artık sadece İç siyaset degildir.