Bu yazımızda, SGK prim borcu olan şirket ortakları ve yönetim kurulu üyelerinin bilmelerinde yarar bulunan bazı hususları ele alacağız.
1-Şirketin prim borcundan dolayı, ortağın emekli aylığına SGK doğrudan haciz koyamaz.
Kurumun (SGK) süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un 51’inci, 102’nci ve 106’ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanmaktadır.
Bu itibarla, emekli maaşlarına haciz uygulanması 6183 sayılı Kanun’un 54 ve 55. maddelerinde belirtilen usule göre yapılması gerekmektedir.
6183 Sayılı Kanun’un 54. maddesi hükmü uyarınca, süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir. Bu bağlamda borçtan dolayı cebren tahsile geçmeden önce anılan kanunun 55. maddesi hükmünde öngörülen bilgilerin tümünü içeren bir ödemeye çağrı yazısının ‘ödeme emri’nin tebliğ edilmesi yasal zorunluluktur. Bir başka ifade ile kamu alacağı için ‘ödeme emri’ çıkarılmadan haciz uygulanması ve diğer cebren tahsil yollarına başvurulması kanuna aykırıdır. (21. Hukuk Dairesi 15.04.2014 gün, 2014/3597 E., 2014/7919 K.)
Bu nedenle, SGK prim borcu ile ilgili haciz yazısında belirtilen takipler nedeniyle ödeme emri tebliğ edilmeden, yaşlılık aylıklarına doğrudan haciz konması yasaya uygun değildir.
2-Sigorta prim borçlarından şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu, 5510 Sayılı Yasa’nın yürürlüğe girdiği 1.10.2008 tarih öncesi ve sonrası farklıdır.
5510 Sayılı Yasa’nın uygulanmasından önce yürürlükte bulunan 506 Sayılı Yasa'nın 80/12. maddesinde, sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkililerinin kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüş ve primlerin ödenmesinde müteselsilen sorumlu ‘üst düzey yönetici’ ve ‘yetkiliden’ söz edebilmek için ise primlerin tahakkuk ve ödenmesinde yetkili üst düzey yönetici olması, yönetim kurulu başkanı, başkan yardımcısı gibi ünvan taşıması veya temsil ve ilzam yetkisine sahip yönetim kurulu üyesi olması gerekli idi.
1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Yasa ile yeni bir düzenleme getirilmiş 88. maddesinde “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu kanında belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerini tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliğe haiz diğer işverenlerin şirket Yönetim Kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur” hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere 506 Sayılı Yasa döneminde tüzelkişiliğe haiz işverenlerin yönetim Kurulu üyelerinin prim borcundan sorumlu olması için, üst düzey yönetici, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin bulunması gerekirken, 5510 Sayılı Yasa’da prim borçlarından sorumlu tutulmak için yönetim kurulu üyesi olması yeterli bulunmuştur.
Bu nedenle şirketinize SGK tarafından SGK borçları ile ilgili ödeme emri gönderilmiş ise takibe konu borcun hangi döneme ait olduğunu tespit ederek, yukarıda bahsi geçen 506 ve 5510 sayılı kanunlarda yer alan yasal düzenlemelere göre yönetim kurulu üyelerinin borçtan sorumlu olup olmadıklarını veya hangi dönem borcundan sorumlu olduklarını değerlendirmeniz uygun olacaktır.