Bir Galatasaraylı için belirleyici olan kendi takımına duyduğu sevgi mi yoksa Fenerbahçe nefreti mi?
Soruyu ters çevirelim, bir Fenerbahçeli için belirleyici olan takım sevgisi mi yoksa Galatasaray nefreti mi?
İtiraz edenler olacaktır elbet ama gerçek uzun zamandır sevgimize göre değil nefretimize göre pozisyon aldığımız. Sadece futbolda geçerli değil bir durum. Adı İbrahim Tatlıses ile anılan kadınlar arasında da böyle bir garip konumlanma vardı. Derya Tuna’nın başına bir şey geldiğinde başka, Asena’nın başına bir şey geldiğinde başka, kadınları gördük hastanelerde.
Futbol ya da magazinde bu tür pozisyon almalara gülüp geçmek mümkün de, iş siyasete geldi mi tutarsızlıklar başlıyor, sular bulanıyor.
***
Kaset operasyonuyla genel başkanı değişen CHP’liler, Yine kaset operasyonuyla üst düzey isimleri hem partiden hem de milletvekilliği adaylığından istifa etmek zorunda kalan MHP’liler, şimdi montaj olduğu kolaylıkla anlaşılan Numan Kurtulmuş’la ilgili kaset komplosuna karşı ses çıkarmayıp, izlemekle yetiniyor hatta bir kısmı seviniyor.
“Bana yapıldı, rakibime de yapılsın” diye yola çıktınız mı bir daha ilke falan savunamazsınız.Burada bir tane ilke olur, o da kasetle siyaset dizaynına karşı çıkmak ilkesidir.Onun dışında ne varsa laf kalabalığıdır...
***
Laf kalabalığı deyince, günlerdir, televizyonlardaki tüm tartışma programlarını izliyorum.Aynı çifte standart orada da geçerli...
Bildik bazı siyasi yorumcular, kendi siyasi görüşlerini temsil eden partinin, genel başkanını, kadrolarını ya da programını beğendikleri için değil sırf Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti karşıtlığı üzerinden analiz yapıyorlar. Kimse kimseyi beğenmek zorunda değil elbette ama kendi inandığınız değil de karşıtlık üzerine siyaset kurmak demek demokrasi dışı her yola da yeşil ışık yakmak demektir. Hoşa gidecek bir şey yazmadım ama durum tam olarak bu.
Demokratik siyasette iktidar yolu sadece, sandıktan, kendi fikrine, programına inanmaktan geçer.Karşıtlık üzerine siyaset kurarsanız,”o gitsin de nasıl giderse gitsin” noktasına gelirsiniz bu da sizi demokratik siyasetin dışına iter... Burada sorulması gereken tek bir soru var aslında...
Hangi siyasi partiye yakın olursanız olun, demokratik siyasetten ve ilkeden yana mısınız yoksa Recep Tayyip Erdoğan’a karşıt olmak adına bunlardan da vazgeçtiniz mi?