Maliye bakanlığı, Devlet Bakanlığı, Başbakan Yardımcılığı ve parti genel başkanlığı yaptı.
Refah, Fazilet ve Ak Parti’nin milletvekiliydi.
Siyasi hayatından akılda kalan, bir röportajında söylediği “Şarabın tadından başka her şeyi bilirim” cümlesiydi.
Adı Abdüllatif Şener’di.
Ak Parti içinden bir muhalif çıkar da Doğan Medya durur muydu?
Durmamıştı tabi. “Latif Abi”yi parlatmıştı da parlatmıştı.
Erdoğan ya da Gül değil “Latif Abi”leri Cumhurbaşkanı olacaktı.
Olmadı. Olamadı.
Halk biliyordu ki Doğan’ın “maşallah dediği iki gün yaşardı.”
Öyle de oldu.
Silindi gitti.
Şimdi başka bir planı sahaya sürüyor.
Eski çalışanının kitabı üzerinden bir başka operasyon çekiyor.
O eski çalışanı özgeçmişinde nedense “Aydınlık Gazetesi”nin Brüksel temsilcisi olduğu gerçeğini özenle gizleyerek çıkarıyor kitabını.
11. Cumhurbaşkanı Gül’ün kitaba destek verdiğini ve bazı düzeltmeler de yaptığını söylüyor.
Gül susuyor.
Eğer gerçekten kitabın editörlüğünü yaptıysa mesela şu cümlelere ne diyor Sayın Gül?
“Erdoğan’a başbakanlık döneminde olduğu gibi cumhurbaşkanlığında da “mayınları” temizlenmiş bir “alan” teslim edecekti”
“Abdullah Gül Başbakan Erdoğan’ın bu kulislerden (Gül’ün cumhurbaşkanı olmasını engellemekten bahsediyor.MÇ) haberi olduğuna veya bu işte bir dahli olduğuna inanmıyordu... Ya da öyle görmeyi tercih ediyor ve bunu kabullenmek istemiyordu”
200 sayfalık kitap daha bunun gibi bir çok iddiayı gündeme taşıyor.
Öyle ifadeler var ki, ülkeyi Ahmet Sever’in yönettiğini, Gül’ün de Sever’e danışmanlık yaptığını çıkarmak mümkün.
İlgili bazı isimler iddiaların bir kısmını yalanladı. Ama Gül’den hala bir ses yok.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kitabın arkasında Gül’ün olmadığına inandığını gayet iyi biliyorum. Kitabı “Ahmet Sever’in kitabı” olarak görüyor.
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın açıklamaları da bunu doğrular nitelikte.
Peki zaman ayarlı bu kitap neden yayınlandı?
Aydın Doğan neden bu işin arkasında?
“Aydın Doğan ile birliktelik görüntüsü” Gül’ü rahatsız etmiyor mu?
Yoksa Gül’ün hastalığı doğru hareket etmesini, doğru düşünmesini engelliyor mu?
Dönelim başa, “Abdüllatif Düşerken” sözünün muhatabı ortadayken, (kitaba göre) 11. Cumhurbaşkanı Gül’ü “yöneten” Ahmet Sever’in ve ona destek veren Doğan Medyasının bu girişiminin tutmayacağı aşikâr. Plan, parti genel başkanı ya da yeniden cumhurbaşkanı seçilmek düzeyinde basit olmasa gerek.< span class="text12">
PES...
Milyonlarca dolar harcadı. Deriye renk veren siyah pigmentleri, beyaza dönüştürmek ya da en azından o işlevini baskılamak için servetini harcadı. Estetik üstüne estetik oldu. Kıvırcık saçlarını düzleştirmek için çabaladı. Bir ara dokularının dikiş tutmadığı, burnunun düşeceği iddia edildi. Siyah derisini beyazlaştıramasa da rengini açtıkça açtı. Ama bir türlü beyaz olamadı. O yanaştıkça beyazlar onu itti, beyaz olma kompleksi mahallesinin de ondan soğumasına neden oldu. Çok ağır eleştirildi. Siyah olarak doğmuştu, açık siyah olarak öldü. Tahmin etmişsinizdir. Michael Jackson’dan bahsettim.
Yerli Michael’ın kafası da aynı. Michael Jackson’un siyah derisinden kurtulmak için yaptığının aynısını yapmak için uğraştı. Bir dönem günah dediği ne varsa “darı ambarına düşmüş aç tavuk” misali saldırdı. Skor üstüne skor kırdı, skorer oldu. Böyle yaparsa derisinin beyazlaşacağını sandı. Ama kütük Yozgat, kafa Nişantaşı’ydı. Denemeleri devam ediyor. Nişantaşı ağzıyla HDP savunması yapmaya devam ediyor. Ama unuttuğu bir şey var. O derinin rengi bir türlü değişmiyor.