Hükümetin “Sessiz Devrim”i Türkiye’de Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı son demokratikleşme paketi ile yeni bir ivme kazanırken, Balkanlar’da da tüm hızıyla devam ediyor. Tüm hızıyla ve tüm sessizliğiyle...
Basının atladığı veya es geçtiği çok önemli bir haber: Balkanlar’ın en geniş ölçekli uluslararası örgütü olan GDAÜ (Güneydoğu Avrupa Ülkeleri), Sırbistan’ın vetosu yüzünden şimdiye kadar dışladığı Kosova’yı Türkiye’nin arabuluculuğu sayesinde bünyesine kabul etti. Bu “sessiz devrim”, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun, New York’taki BM Genel Kurulu sırasında Sırbistanlı mevkidaşını ikna etmesi üzerine gerçekleşti. Böylece Sırbistan ilk kez Kosova’yı ayrı bir devlet olarak ‘tanımış’ oldu. Bu noktaya gelinebilmesinde, hiç şüphesiz, Davutoğlu ile Avrupa Birliği Dış İlişkiler Sorumlusu Ashton’ın uzun süredir sürdürdükleri Sırbistan-Kosova mekik diplomasisinin büyük payı var.
“Ortadoğu’daki her gelişmeyi dikkatle izlemek ve ona göre tavır almak zorundayız, fakat bizim dış politikamız çok yönlüdür ve bu politikanın hiçbir yönü ihmale gelmez” diyen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, hükümetin bölgedeki “sessiz devrim”ine yeni halkalar eklemek üzere üç günlük bir ziyaret için Balkanlar’da.
Davutoğlu dün Hırvatistan’ın tarihî Dubrovnik şehrinde Avrupa Enerji Güvenliği toplantısına katıldı. Toplantının en önemli gündem maddesi, Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye doğalgaz boru hattını Balkanlar’a bağlama projesiydi. Kafkas ve Balkan enerji hatlarının Türkiye üzerinden birbirine bağlanmasını “sadece bir enerji projesi olarak değil, aynı zamanda bir barış projesi olarak” görmek gerektiğini söyleyen Davutoğlu, işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çekildiği takdirde Ermenistan’ın da projeye dahil olabileceğini belirtiyor.
Durbrovnik’te dokuz ülkenin dışişleri bakanları ile ayrı ayrı görüşen Davutoğlu, bu sabah Karadağ’ın Budva şehrine geçerek Karadağlı mevkidaşı İgor Luksiç ile biraraya gelecek. Ardından Arnavutluk’un İşkodra şehrine giderek orada Cuma namazını kılması beklenen Dışişleri Bakanı, yarın başkent Tiran’da Arnavutluk’un yeni hükümetiyle temaslarda bulunacak. Davutoğlu, yeni hükümet kurulduktan sonra Tiran’ı ziyaret eden ilk dışişleri bakanı olacak.
Arnavutluk hükümeti, geliştirdiği yeni kalkınma projesini hayata geçirmek için Türkiye’den yardım talebinde bulunmuştu. Davutoğlu’nun Tiran’daki temaslarında muhtemelen en çok bu konuşulacak. Balkanlar’daki “sessiz devrim”de eski Türkiye’nin ihmal edegeldiği Arnavutlarla yeniden kucaklaşma siyasetinin çok önemli bir yer tuttuğunu göz önüne alırsak, Türkiye’nin Arnavutluk Kalkınma Projesi’ne destek konusunda cömert davranacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Davutoğlu’nun girişimiyle kurulan Bosna-Sırbistan-Türkiye Üçlü Mekanizması ve Bosna-Hırvatistan-Türkiye Üçlü Mekanizması mükemmel bir şekilde işleyerek Bosna-Hersek’teki potansiyel etnik çatışmaların önüne geçerken, Yeni Türkiye’nin Yeni Arnavut Siyaseti de Kosova ve Makedonya’daki Müslüman topluluklar arasındaki bazı huzursuzlukların tatlıya bağlanmasına hizmet ediyor.
Bosna-Hersek Cumhurbaşkanı Bakir İzzetbegoviç’in dediği gibi: “Türkiye, hem Mostar ve Vişegrad Köprüsü gibi fiziki köprüleri hem de insanlararası siyasi ve manevi köprüleri ayağa kaldırıyor.”