Dünyanın bize değil kendine döndüğünü anladığımız zamanlar. Sade bir yüzün en minik takısı bütün kombini gösterir öyle değil mi? İşte o minik takı "Müstehzi gülüş" çünkü hudutsuzdur. Düşünün ki erdem satanların o erdeme alıcıdan daha fazla ihtiyacı var, düşünün ki ahlakı satanların bir liralık pazarlığa dahi razı olamayacağı fakirlik diz boyu.
Düşünün ki siz onların yalanlarına inanmıyorsanız onlara göre hakikat troldür. Onların büküldüklerine eğilmiyorsanız acizsiniz. Onlar gibi yanaşmıyorsanız yersizsiniz, onlar gibi el pençe değilseniz yurtsuz.
Siz bu topraklarda hakikati haykırmanın bedelini peşin peşin ödersiniz. Ecdadın veresiye defteri yoktur. Borçlu olmamanıza rağmen onurunuzu bakkal defterine çevirmek için uğraşırlar.
O inci gibi dişlerinin arasında sizi bir kırıntı olarak görmek için yırtınırlar lakin siz bir tek duruşunuzla o dişleri ağrıttığınızda bezelye yutmuş solucan gibi yere yakın kıvranırlar.
Bunların onuru şerefi demonte, çakacak omurga olmadığı için yerlerde sürünüyorlar. Ahlaksız savaşma teknikleri konusunda zirve yapan alçakların sıçrattıklarına sıvanmadan gündemi izliyoruz.
Pusudalar güya ayaktalar ama mevzileri pijama partilerinden siper almak.
Düşünmüşler, uğraşmışlar ıkındırık cümlelerle yeni bir haber yakaladıklarını zannederek, bataklıkta güneşlendiklerini zannediyorlar.
Emine Erdoğan Hanımefendi yıllardır çevreye toprağa hayvanlara dair bir hakikatle uğraşıyor. Çoğu programına ben de katıldım, kendi kaynaklarımızı ağacı toprağı yeniden canlandırma mücadelesine şahidiz. Sıfır Atık Projesini söylemiyorum bile uluslararası kamuoyunda ses getiren bu muazzam projeleri yürüyen zirai atıkların görmüyor oluşu hakikati örselemez.
Yine o programlardan biriydi nesli tükenmiş Kauai kuşunun son sesi, son seslenişini konuşuyorduk. Bu sesi, 981 atın nereye kaybolduğunu sorgulamayan, alkışlamayan ağaçların boynunu vuranlara hesap sormayan, villasına terlik giydirip kıyıdan kıyıdan kaçak göçek yürütenlerin anlayacağını düşünmüyoruz.
Fakat en can alıcı tarafı şu Emine Erdoğan kauai kuşunun neslinin tükendiği gerçeğini ne zaman ve nerede söylemiş.. O video bir yıl önceki video.. Peki nerede söylemiş. "Dünya Ortak Evimiz" kitabı için yapılan tanıtım toplantısında, çevre duyarlılığının aile ortamında nasıl başladığını anlatan bir konuşma sırasında söylüyor.
Peki soruyorum çevreye verilen zararla mücadelenin anlatıldığı bir toplantıda bir sene öncesinden bahsediyorum "nesli tükenen kuşların" konuşulmasından daha doğal ne olabilir ?
Bu görüntüyü alıp şimdi söylenmiş gibi yaymak, bir kuşun tükenen nesline üzülmesini, halkın sıkıntılarından bi haber zannıyla şerefsiz bir algıya yem etmeye çalışmak, haysiyetinizin bünyenizden firarına en büyük delildir.
Sizler siyasi nefretinizin mühendisliğine yarayacak yeşilliği seversiniz, işinize gelmiyorsa ağaçlar salata tabağında arzı endam eder.
Sizler siyasi nefretinizin işine yarayacak hayvanları seversiniz. Mesela 918 atın kaybolması sırıtarak selfie çektiğiniz eşşek heykeli kadar gündeminizde yok.
Sizler Kaz Dağları için höykürüp altın var diye koşarak eltinizin düğününe çeyrek altın arayan kazı kazancı komiklersiniz.
Bir de eski videolara dalmışlar kalaycılar gibi bohçalarında klavye.. Öyle düşmüşler ki rüzgar esince anlıyoruz şereflerinin peruk olduğunu...