Şenol Güneş bir takımın başına geldiğinde, eldeki kimi futbolcular için nasıl bir değişim beklenir?
Olabileceği kadar olamamışlar, içlerindeki gizil (potansiyel) gücü dışa çıkarabilerek olabilecekleri kadar olmaya başlarlar...
Size en son örnek Oğuzhan Özyakup! Beşiktaş’ın müthiş bir hücum gücü haline geldi.
Ancak savunma yanı yok!
Kimi yorumcular, onun hücum yanını överlerken, “ama savunması cılız” gibisinden bir sözle bitiyorlar diyeceklerini! Sözleri yerinde, ama... Bir adam bütün olarak ele alınmalı, tüm meziyetleri ile ölçülüp bir ortalama değeri bulunarak anılmalı.
Oğuzhan’ın savunma yanı da, fizik güç yanı da hiçbir zaman gelişmeyecek. Çünkü bunlar onun ‘gizil gücü’ değil. Onun doğasında hiç olmayanlar.
Demek ki Oğuzhan, hücumda en iyi biçimde nasıl kullanılır, onun yolu aranmalı. Üstün, baskın yanı değerlendirilmeli. Bu da ancak takımın yapısı ile oynamakla, o yapıyı Oğuzhan’ın güzelliklerini besleyecek biçime sokabilmekle olanakladır.
Peki, takımın yapısıyla Oğuzhan’a göre oynamak olası mıdır?
İşte bu sorunun yanıtı zor. Zira bu arada iki soruyu daha akla getirmekte:
1. Gökhan Töre de, Quaresma da futbolun savunma yanını sevmiyorlar. Ancak belli zorlamalarla savunma yapabiliyorlar. Zira bu onların da futbol doğalarında yok!
2. Şenol Güneş, Gökhan’ı, Quaresma’yı değiştirebilir mi? Ya da topla aşk yapmaya bayılan bu adamlar değişir mi?
Olumlu yanıtlamakta zorlanıyorum...
Bunun için Beşiktaş’ın çok çok güçlü bir savunma yapısı kurması gerekiyor. Bu nedenle Veli tipi çok önemli diye çırpınıp durduk.
Ne var ki Başkan Fikret Orman, parasal yaklaşımlarla -belki de bu açıdan haklı olarak- var olanla durumu sürdürmeye karar verdi.
Beşiktaş haftada iki maç maratonuna başlarken savunma yapısı güvenilir değil! Ya üç yese beş atacak hücum başarısı gösterecek, ya elindeki savunma katkısı vermeyen adamlarını bu yola koşacak. Teknik Direktör Şenol Güneş’in olmazsa olmazı şimdi bu...