Kürdistan Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani’nin Duhok Üniversitesi’nde geçtiğimiz hafta katıldığı bir panelde, PKK’yi Şengal’deki varlığı nedeni ile eleştirmesi ve ‘’Bize göre PKK’nin Şengal’de kalmasına gerek yok. Bölgeden çıkmalıdır’’ ifadeleri Kürdistan Yönetimiyle PKK arasındaki Şengal Krizine yeni boyutlar kattı. Başbakan Neçirvan Barzani’nin “Gerekiyorsa güç kullanırız” iması, Anti Barzani propaganda makinesinin harekete geçmesini sağladı.
“PKK’nin Şengal’deki varlığı bölgede istikrarsızlığa sebep oluyor. Şengal’in yeniden inşa edilememesinin sebeplerinden biri de PKK’nin oradaki varlığıdır” dedi Başbakan Neçirvan Barzani. “Eğer PKK Şengal’de kalma ısrarına devam ederse güç kullanırız imasında mı bulunuyorsunuz?” sorusuna “Evet” diye yanıt verdi Barzani: “Şengal’in nasıl yönetileceğine Şengal halkı karar vermeli. Bu yüzden Şengal’e müdahale eden güçler orada kalmamalı. Bize göre PKK’nin Şengal’de kalmasına gerek yok. Bölgeden çıkmalıdır”.
Aslında Duhok Üniversitesi’nde Al-Monitor’un sorularına cevap veren Neçirvan Barzani, kelimesi kelimesine şu ifadeyi kullanmıştı. ‘’Güç kullanmak zorunda kalabiliriz’’. Ama bu dikkatli dil bile, özellikle Türkiye’deki kimi çevrelerin hızını kesmeye yetmedi ve ifade ‘’güç kullanırız’’ şeklinde çarpıtılarak manşete çıkartılıp, ortada henüz hiçbir şey yokken, meşhur PKK mağduriyeti söylemine dahil edildi.
Kendini hiçbir ahlak ve etik kuralı ile sınırlı hissetmeyen PKK propaganda makinası, hızını alamayıp işi “Birakujî (Kardeş kavgası)” trajedisiyle taçlandırdı. Oysa henüz ortada ne “Birakujî” var ne de herhangi bir güç kullanan; PKK büyük bir gürültü çıkararak, her zaman olduğu gibi Kürt kamuoyunda kendi lehine bir algı operasyonu yürütmek amacıyla bu durumu sorumsuzca istismar ediyor. Birakujî kavramını dilinden düşürmeyenlerin bir tek amacı var; Başkan Barzani’yi manipule ederek Şengal’de PKK varlığının devamını sağlamak. İnce bir anti Barzani propagandasıyla, PKK üstünde inşa edilecek baskıyı deforme etmek ve PKK’nin manevra alanlarını genişletmek.
Açıkça söylüyorum; her kim Kardeş Kavgası ya da Birakujî gerekçeleriyle PKK’ye arka çıkıyorsa, o kişi ve kişiler Kürtlüğe hizmet etmiyor. Onlar, İran-Bağdat ve Esad rejiminin değirmenine su taşıyor.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Joseph Dunford’un 6 Kasım’daki Ankara temaslarında da ABD’nin Irak ve Suriye politikalarının birbirinden çok farklı olduğunu açık bir dille anlattı. ABD, Suriye’de farklı, Irak’ta farklı bir Kürt siyaseti izliyor. Suriye’de PYD/YPG güçlerini PKK potasında değerlendirmeye yanaşmıyor ve PKK ayrı PYD ayrı diyor. Ama aynı ABD Şengal de YBŞ (Şengal Direniş Birlikleri) güçlerini PKK gücü olarak kabul edip, meşruiyetlerini kabul etmiyor. ABD her fırsatta PKK’nin Şengal’den çıkması gerektiğini söylüyor. Eğer PKK Şengal’den çıkmazsa “Müdahale etmek Türkiye’nin meşru hakkıdır” diyor.
Kim bu Şengal Direniş Birlikleri; 2014 yılında şok DEAŞ saldırıları sonrası Peşmerge güçlerinin boşalttığı alanlarda PKK, gerek Kandil’den gerekse de Rojava’dan getirttiği savaşçıların yardımıyla Ezidiler arasında, Ezidi öz savunma güçleri olan Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ) ve Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) güçlerini organize etti. Sivil ve siyasi kanatta da Şengal Kurucu Meclisi’ni kurdu.
Yine PKK’nin yönlendirmesiyle, bir dönem Bekaa Vadisi’ndeki Mahsum Korkmaz Akademisi’ne benzer şekilde, Şengal Dağı’nda efsanevi Kürt savaşçı Dewrêşê Evdî adını taşıyan bir akademi kuruldu.
Ayrıca HPG’nin hem Şengal Dağı hem de Şengal’in merkezinde karargâhı var. HPG’liler buralarda kendi üniformalarıyla faaliyet yürütüyor. (Devam edeceğim)