Ellerinde baltalar, palalar, kasaturalar, falçatalar, kallavi bıçaklar bulunan yüzleri maskeli bir grup insan... Neye hazırlık yaptıklarını, bir başka fotoğraftaki başları gövdelerinden ayrılmış yere yığılı yüzlerce insan görüntüsünden biliyoruz: IŞİD adıyla maruf örgütün mensupları bunlar... Kimi intikam için, kimi etrafa korku salarak varlığını kabul ettirme amacıyla gözünü kırpmadan insan öldüren bir güruh...
Bu tiplere ‘vahşi’ deniliyorsa ‘vahşi’, ‘terörist’ deniliyorsa ‘terörist’...
Aslında kötülüklerini ifade edecek daha güçlü bir sözcüğe ihtiyaç olduğu kesin; ‘vahşi’ ve ‘terörist’ sözcükleri tıynetlerini yeterince karşılamıyor çünkü...
En dehşet verici olan, bu tiplerin kanlı eylemlerini bir inanç sistemiyle, bir davayla izah etme gayretleri; sizin ve benim de mensubu olduğumuz kültür çevreninin, inanç sisteminin sözcüklerini kullanıyor, anadilleri Arapça olduğu için Kur’an âyetlerini daha kolay telâffuz edebiliyorlar.
Ne zaman televizyonda veya gazete sayfalarında görüntüleriyle karşılaşsam gözümü çevirme ihtiyacı hissediyorum.
Yaptıkları, bir insanı öldürenin bütün insanları öldürmüş sayılacağını ilân eden ilâhi ifadeye taban tabana zıt. Yeryüzünde fesadı yaymanın adıysa ‘terör’, yaptıkları o ve sözcük bu tiplere tam tamına oturuyor...
IŞİD adıyla bilinen grubun vaktiyle Suriye’de ve şimdilerde Irak’ta yaptıklarına ‘terör’, onu yapanlara ‘terörist’ demeyeceğiz de, ya ne diyeceğiz?
Bazıları demiyor, diyemiyormuş...
“Kim o bazıları?” diye sorduğunuzda devlette sorumlu mevkilerde bulunan, ya da siyasi hayatın içinden isimleri veriyorlar, birkaç da yazarın ismini... Kendisinden itidalli olması beklenebilecek biri, “Irak’ta insanlığa karşı en ağır suçlar işlenirken çıtları çıkmıyor” diye yazmış dün. Yazısının başlığı, ‘Gözleri var görmüyorlar’...
Gözleri var ve görüyorlar, en az o yazar kadar da içleri nefretle doluyor; buna hiç kuşkunuz olmasın... Musul’da varlıkları tehdit altına düşen insanlarımızın durumlarıyla ilgili sözler sarf ederken, onların hayatlarını tehlikeye sokmama endişesi yüzlerinden okunuyor zaten...
Terörist olduklarını biliyorlar karşılarındakilerin; bildikleri için de, gazaplarını o masum insanlar üzerine çekmeyecek, zararlarını en aza indirecek bir dili tercih ediyorlar...
Neden bunun böyle olduğunu ben görüyorum da, o insafsız satırları yazısına, kınayıcı sözleri yorumuna meze edenler görmüyor? Neden?
Türkiye bir süredir akıl almaz bir sürecin içine girdi; gözleri kör edecek kadar yakıcı bir sürecin... İktidar partisi ve ona destek verenlerin her yaptığını ve söylediğini en kötüye çekmeyi reva gören bir süreç bu. Şu son on yıla kadar kimselerin —çözmeye kalkışmak bir yana— ele almaya cesaret edemediği türden sorunların bir çoğuyla baş edildiği göz ardı ediliyor...
Daha başka sorunların nasıl çözülmesi gerektiği yolunda temenni ve tavsiyelerde bulunsalar belki işe yarayabilecekken, takıntıları yüzünden, sorunların çözümünün gecikmesine yol açıyorlar...
Ve bunun farkında bile değiller...
Kendileri gibi, bizler gibi, siyasi sorumluluk taşımayan veya o sorumluluğu bir biçimde paylaşmayan insanlar için hayat kolay; oysa herhalde biraz anlayışlı olmak, azıcık da olsa insaflı davranmak bizlere de yakışacak...
Umarım, “Gözleri var, ama görmüyorlar” deyiminin en fazla kim/lere yakıştığı konusu üzerinde biraz düşünürler...