Kılıçdaroğlu Kemal Bey’i bilirsiniz tabi. Hani CHP içinde Deniz Baykal’a yönelik kaset darbesi sonrası paraşütle genel başkanlık koltuğuna yumuşak iniş yapan, dişe dokunur hiç bir politika üretemeyen, bir gün ne demişse ertesi günü tam tersini söyleyen, önce savcılarla polise saydırıp 17 Aralık sonrasında onların bir numaralı koruyucusu kesilen, Demirel’in “dün dündür, bu günse bu gün,” lafını siyasetinin temeline yerleştiren zat-ı muhterem!
Önceki gün partisi içinde kimileri Kılıçdaroğlu Kemal Bey’i ,”hükümeti hele de Başbakanı yeterince eleştirmediği” gerekçesiyle topa tutmuş. Kemal Beyin cevabıysa, tam Kemal Beylik: “Diktatör dedik ya! ne yapacaktık! Harakiri mi yapalım yani?!”
Bunu okuyunca aklım başımdan uçtu! Harakiri falan yapmaya kalkar, son anda kolu bir yere çarpar, bıçağı başkasına sokar! Malum aşağı inen merdivenlerden yukarı çıkmaya çalışmıştı ya!
Her şeyden önce “harakiri” diye bir şey yok abi. Harakiri, Hollywood kurgusu bir kelime. Senin demek istediğinse bin yıllık bir Şinto geleneğidir; adı da “seppuku”dur. Öyle hafife alınacak, laf olsun diye uluorta söylenecek bir sözcükse hiç değildir. Hadi sen karıştırmayasın diye biz bin yıllık seppukuya harakiri diyelim ve de ne olduğunu anlatalım da bir daha böyle bir şey söylemeyesin:
1. Harakiri öyle şov olsun diye yapılmaz Harakiri yapan yaralanıp hastaneye de kaldırılmaz; ölür kısacası!
2. Harakiri kendini bıçaklamak ya da jiletle doğramak değildir. Birini, bir kurumu, kuruluşu protesto etmek için yapılmaz. İntihar değildir, çünkü kendini öldürmek çaresizliğin insanı sürüklediği son noktadır; bir kaçıştır yani! Oysa Seppuku (harakiri) yapan kişi yaptığı hataların sorumluluklarını üstlenmekte; hiç bir yere kaçmamaktadır!
3. Harakiri yapmadan önce kişi Koçiki (Eski nesneler kitabı) ve Nihongi adlı Şintoizmin iki kutsal kitabını okumak zorundadır. Bunlardan ilki Japonca ikincisiyse Çince yazılmıştır. Sahi abi, senin Japoncan ya da Çincen nasıl?
4. Harakiri yaparken yanında bir tanık, bir gözlemci olması gerekir. Bak, Önder Sav Bey’den rica et; o bu görevi yapar senin için! Harakiri yapan kişi hançer ya da kılıcı karnına sapladıktan sonra, aşağıdan yukarı bir “haç” çizer ki hem daha fazla acı çeksin hem de ölümü kesin olsun!
5. Harakiri öyle abuk nedenlerden dolayı yapılmaz. “Harakiri yapacağım” diyenin amacı seppuku felsefesine uymuyorsa, hapı yuttu demektir çünkü sadece intihar etmiş sayılır; şintoizmin ulular katına çıkamaz!
6. Harakiri yapabilmek bir ayrıcalıktır. Herkesin yaptığı da kabul görmez. “Başarılı sona erdirilememiş bir amacın sorumluluğunu almaktır harakiri ya da seppuku.” Örneğin her girdiği seçimde ülkesinin yüzde seksenince tercih edilmeyen bir siyasi kuruluşun reisi başarıya bir türlü ulaşamamanın sorumluluğunu üstlenmek için harakiri yapabilir! Ama önce Şinto dinine yatay geçiş yapmak zorundadır!
Abi sen en iyisi Yukio Mişima’nın “Yaz Ortasında Ölüm ve Bereket Denizi Dörtlemesi” adlı eserlerini bir güzel oku, hazır Türkçe’ye de çevrilmişken bunlar. Mişima, kitaplarında Seppuku’nun ne olduğunu anlatır. Mişima hem ulusalcı hem de sosyal demokratımsıdır senin gibi. Darbe yanlısıdır da. Demokrasiyi kaldırıp yönetimi Japon İmparatorunun ellerine teslim etmek istemektedir. Bunun için uğraşır da. Başaramayınca 26 Kasım 1970’de seppuku yaparak bu dünyadan göçer!
Bilmemek ayıp değil abi ama bilmediğini bilmemek, dahası oradan buradan kulağına düşen kelimeleri ikide bir sağa sola savurmak ayıp ki en hafifinden vah vah dedirtir duyana!