MHP ile görüşmenin yapılacağı gün söyleyeceğimiz sözler karşı tarafa bir bahane oluşturmasın diye gösterdiğimiz hassasiyet anlaşılan MHP tarafından okunmuş.
Kendileri her şeyi söyleyecekler ama biz karşılık vermeyeceğiz öyle mi?
Görüşmenin yapılacağı günün öncesinde siyasi hareketimizin lideri Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a ağza alınmayacak hakaretler sıralanacak, Hitler gibi diktatörlere benzetecek densizliklerde bulunulacak ama sesimizi çıkarmayacağız öyle mi?
Başbakanımız için Cumhurbaşkanının vesayetinde bağımsız aklı ve duruşu olmayan bir profil çizilerek ağır hakaretlerde bulunulacak, biz tek kelimeyle karşılık vermeyeceğiz öyle mi?
Bir milletvekili arkadaşımızın Cumhurbaşkanımıza Bahçeli tarafından yöneltilen ağır hakaretlere verdiği bir kısacık yanıt üzerine MHP resmi sitesinden hepimize yönelik olarak “itlerinize sahip çıkın!” biçiminde edeple ve nezaketle bağdaşmayan ağır saldırılar yapılacak,biz görmezlikten geleceğiz öyle mi? Yok öyle yağma...
Herkes önce haddini bilecek. Bilmiyorsanız anladığınız dilden yanıt alırsınız elbet...
***
MHP’nin içine düşürüldüğü bu durum üzücü... AK Parti tabanı ile MHP tabanı birbirinin düşmanı değil, aynı kıbleye yönelen kardeşleridir. Bizi karşı karşıya getirmeye çalışanların oyununa elbette gelmemeliyiz. Ama MHP liderinin ve yöneticilerinin düşmanlığı çoğaltan ve çatışmaya kapı aralayan bu söylemlerine MHP tabanı da artık itiraz etmeli...
***
AK Parti ile hükümet kurmak istememelerine anlam verebiliriz. Bundan yana şikâyetimiz olmaz elbet. Ama dört maddeyi sanki AK Parti kabul etmemiş de onun için koalisyon kurulmamış gibi bir algı oluşturma çabası yalan ve düzmece. Bir kere şunu herkes bilmeli: Anayasanın ilk 4 maddesine ilişkin AK Parti’nin hiçbir itirazı yok. Çözüm sürecinin demokratikleşme ayağına MHP de hiçbir itirazının olmadığını söylüyor. Terörle mücadele konusunda da hemfikiriz. Demokrasiden ve hukuktan ayağımızı çekmeden terörü sonlandırıncaya kadar mücadele kararı almış bir AK Parti var. Cumhurbaşkanımız aynı zamanda davamızın lideridir. Ona karşılı saygılı ve edepli olmayı istemekten daha doğal ne olabilir? Hem Cumhurbaşkanımızın şahsı ve makamının koalisyon görüşmeleriyle ne alakası var?
Aynı şekilde yolsuzluklarla mücadele konusu da öyle. Paralel ihanet şebekesinin çakma tapeleri/iddiaları üzerinden siyaset yapmak MHP’ye yakışıyorsa yollarına devam etsinler... O tapeleri tertip eden Paralelci savcılar yurtdışına sahiplerinin yanına kaçtılar işte.. Yolsuzlukları araştırma, meclisin işidir. Verirsiniz önergeyi olur biter. Meclis aritmetiği bu tür bir araştırma komisyonuna zaten onay verecek ölçekte. Üstelik AK Parti olarak yolsuzluklarla mücadelede her türlü işbirliğine açık olduğumuzu söylüyoruz.
Ancak altını önemle çizdiğimiz bir husus var: Paralel örgüt siyasete bir darbe girişiminde bulunmuştur. 17/25 Aralık bu anlamda bir darbe girişimidir. Nitekim aynı örgüt orduya karşı da benzer yöntemlerle darbe girişiminde bulunmuştur. O vakitler bu kumpası gören CHP ve MHP’nin bugün aynı örgütün benzer yöntemlerle yaptığı darbe üzerinden siyasal pozisyon almaları en basitinden kendilerini inkârdır.
17/25 Aralık darbe girişimine karşı çıkmamız yolsuzlukların soruşturulmasından duyduğumuz rahatsızlıkla alakalı değildir. Bu konu bir hükümet değil, meclis meselesidir. Bu konuyu hükümet müzakerelerinde olmazsa olmaz bir şart diye dayatmak, peşinen koalisyondan kaçmak için bahane aramak anlamına gelir.
MHP ile istenseydi hükümet meselesini doğrudan ilgilendiren çözüm süreci ve anayasanın ilk dört maddesinde pekala anlaşılabilirdi. Ama MHP bu süreçte ülke yönetimine ortak olma cesaretini gösteremedi. İşin aslı budur.
***
MHP lideri 7 Haziran gecesi tez elden erken seçim diyordu. Şimdi ‘olmaz’ diyor. Hükümette yokum diyorsun, erken seçime hayır diyorsun. Peki ne istiyorsun?
Tekrar seçimde MHP tek başına iktidara gelemeyeceğine göre sahiden ne istiyor HDP’nin bulunduğu bir cümlenin içinde dahi olmam diyor ama yol açtığı sonuç HDP’nin de bilmem kaç bakanla içinde yer alacağı bir geçici seçim hükümeti! Bu mudur milliyetçilik, bu mudur terör destekçisi dediği HDP konusundaki hassasiyet?
Sahi, MHP neden seçim sürecinde HDP’nin terör destekçisi bir parti olduğunu hiç aklına getirmedi, HDP üzerinden bir seçim kampanyası yürütmedi? Seçim sürecinde AK Parti ve Erdoğan düşmanlığı temelinde kendini HDP’nin de içinde bulunduğu ret cephesinin içine yerleştiren Bahçeli şimdi Cumhurbaşkanımız hakkında ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor. Hiç yakışmıyor...
MHP’yi Milliyetçi Hayır Partisi’ne dönüştürmeniz sizin kararınızdır. Her şeye hayır diyen, bir tek HDP’nin içinde yer alacağı seçim hükümetine kapı aralayan bir MHP var karşımızda. Cumhurbaşkanımızın dediği gibi sorarlar: Sen kimsin ve siyaseten ne işe yarıyorsun?
***
Liderimize/Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretler asla karşılıksız bırakılmayacaktır.
Bilinmelidir ki hürmetler karşılıklıdır. Umarım herkes diline dikkat eder.