Oscar’ın adaylarının ağır topu 12 Years A Slave/12 Yıllık Esaret bu hafta gösterime giriyor. Gerçek bir yaşam öyküsünden uyarlanan film, izlenmeye değer.
Hollywood’un klişeleri çok bellidir. Özellikle iki konu vardır ki sürekli karşımıza çıkar: Nazilerle ilgili olanlar ve köleliliği anlatan yapımlar. Bu tür filmler çoğunlukla Oscar’da yarışıp ödüle uzanırlar. 12 Yıllık Esaret de bir köle filmi. Tabii burada gözden kaçırılan veya unutturulmaya çalışılan, köleliği uygulayanların da karşı gelenlerin de ABD’nin bir parçası olması. Filmlerde köle tüccarları ve köle çiftliklerinin sahipleri, iç savaş ile yok olan şeytanlar gibi gösterilir. Kuzey Amerika eyaletleri tarafından ‘tu kaka’ edilen Güneyli köylülerdir. Filmlerde böyledir ama söz konusu savaş olduğunda Irak’a, Afganistan’a ve dünyanın bilmem nerelerine gönderilen Güneyli askerler çok sevilir!
Federal ajanlar kurtarıyor
Gelelim bu hafta gösterime giren 12 Yıllık Esaret filmine... New York’ta siyahi bir müzisyen olan Solomon Northup, özgürlüğün ve başarının meyvelerini toplamaktadır. Siyahiler Güney’de ‘insan’ sayılmamakta ama Kuzey’de daha özgür yaşamaktadırlar. Fakat bu özgürlük Solomon için fazla sürmeyecektir. Kuzey’deki siyahileri kaçırıp Güney’e köle olarak satan bir çetenin kurbanı olur. Kaçırıldıktan sonra 12 yıl köle olarak yaşar. Sonunda bir Kanadalı’nın yardımıyla ailesine haber verir ve federal ajanlar Solomon’u kurtarır. Bu gerçek hikaye, roman haline getirilip çok satanlar listesine girer. Son dönemin başarılı siyahi yönetmenlerinden Steve McQueen kitabı okuduğunda elindeki bütün projeleri bırakıp filme odaklanır. McQueen, Michael Fassbender ile Hunger, Shame gibi mükemmel filmleri çeken bir isim. Bu ekibin kotaracağı bir yapımın kötü olmasını beklemem. Zaten Michael Fassbender de filmdeki kötü köle sahibi çiftçi olarak Oscar adaylığını kaptı. Filmin başrolünde ise Chiwetel Ejiofor var. O da filmdeki performansıyla En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar adayı. Filmin toplam dokuz adaylığı var.
Beklediğim ışıltı yok
12 Yıllık Esaret’de yan karakterler bile çok ünlü isimler tarafından canlandırılmış. Filmin belki beş dakikasında rol alan Brad Pitt, Paul Giamatti, Benedict Cumberbatch ve Paul Dano bu isimlerden bazıları. Her şey buraya kadar iyi ama filmi izlediğimde kadroya ve yönetmenin ismine rağmen beklediğim ışıltıyı bulamadım. Bunun en büyük sebebi başrolde oynayan Chiwetel Ejiofor’un ortalama bir performans göstermiş olması. Aynı durum Michael Fassbender için de geçerli. Onun gibi muhteşem performansların sahibi bir isim için bu filmdeki başarısı ortalama. Filmin benim için asıl önemli noktası, ne başarısı ne oyunculukları. Bu gerçek öykü, ABD’nin demokratlığının veya insan haklarına olan saygısının temellerinin nasıl çürük olduğunu bize gösteriyor. Tamam, Güney köle tüccarı ve insanlıktan çıkmış köle sahipleriyle doluydu. Peki Kuzey’in hürriyet havariliğinin sahte çıkmasına ne diyeceksiniz? Filmin kahramanı Solomon kölelikten kurtulduktan sonra kendisini kaçıranları ve satanları şikayet ediyor kanuna. Adamlar yakalanıyor ama Solomon Kuzey yasalarına göre siyahi olduğu için tanıklık yapamıyor. Ne onu kaçıranlar ne de satan köle tüccarı bir ceza alıyor. İşte günümüzde ABD’nin özgürlük anlayışının temelleri. Ne diyelim, ABD Başkanı Barack Obama’nın daha çok çalışması lazım çok.
FİLMİN KÜNYESİ
Orijinal adı: 12 Years A Slave
Yönetmen: Steve McQueen
Senaryo: John Ridley
Oyuncular: Chiwetel Ejiofor, Michael Fassbender, Benedict Cumberbatch, Paul Dano