Ölüm haberini geç aldım.
O an ne mi hissettim?
Derin bir boşluk... Tarifsiz bir hüzün...
Ve koskocaman bir suskunluk...
İçime doğru ılık ılık akan gözyaşları...
Sen bir başkaydın Hasan Abi...
Benim için de bir başkaydın... İstanbul’a öğrencilik için geldiğimiz o yıllarda sen benim için bir başkaydın Hasan Abi...
Milli Gazete denildiğinde aklımıza sen gelirdin... Bizim kahramanımızdın sen... Gıptayla baktığımız bir büyüğümüz... Bir yiğit kalemdin sen...
Genç yeteneklere hep önem verirdin... Onlara ön açardın...
Sevgili kardeşim ve dostum Hüseyin Yorulmaz ile ilk Kültür ekini çıkarmama sen öncülük etmiştin...
Elimizden tutmuştun... Bir şans tanımıştın...
Gazetenin içinde müstakil bir kültür ekiydi o... Hiç unutmam, o eki ilk elime aldığımda ne çok mutlu olduğumu... Sen nevi şahsına münhasır bir yiğit adamdın Hasan Abi...
Sadece bir gazeteci olarak değil, bir dava adamı olarak da bir başkaydın... Sarsılmaz bir imanın vardı... Herkesin yüz çevirdiği o en zor zamanlarda dava yükünü aslanlar gibi sırtlanmış gidiyordun...
Zor yıllardı... Yokluk yıllarıydı... Ama sen dimdik bir kale gibi duruyordun...
Seni nasıl anlatsam bu hüzünlü yüreğimle bilmem... Kelimeler öylesine kifayetsiz kalıyor ki...
Güçlü bir imanın, keskin bir kalemin ve yiğit bir yüreğin sahibiydin sen...
Hep olduğun gibi göründün, göründüğün gibi oldun... O keskin kaleminden ben de ilerleyen yaşımda nasibimi fena halde aldım bir kezinde...
Ama sana hiç gücenmedim... Evlatlarım o yazıyı okuduğunda hüngür hüngür ağladılar ama ben samimiyetinden dolayı sana hiç gücenmedim... Sana hiç düşmanlık beslemedim...
Çünkü sen samimiyetin, hasbiliğin ve harbiliğin sembolüydün... Gerektiğinde özür dileyecek kadar da erdem sahibiydin... Sonraki zamanlarda özür dilediğinde gözümde bin kat daha yücelmiştin...
Ama ben sana hiç gönül koymadım... Koyamadım...
O samimiyetin karşısında hep saygıyla eğildim... Sen değerlerini satılığa çıkartan alçaklardan hiç olmadın... Hep ön saflarda aslanlar gibi vuruştun...
Başkaları laf ebeliği veya dolambaçlığı yaparken sen elif gibi dosdoğru oldun ve dosdoğru söyledin... Belki kırıcı oldun ama lafını hiç esirgemedin...
İçinle dışın hep bir oldu Hasan Abi... Hiç kimsenin cesaret edemediği zamanlarda korkusuzca öne atıldın...
Her babayiğidin harcı değildi... Ey kalemi keskin, yüreği pek, imanı sarsılmaz yiğit insan, şimdi arkandan paralelci alçakların yazdıklarını okuyunca sana saygım ve sevgim bin kat daha artıyor...
Yaşarken yüreklerine korku saldığın o ihanetçi alçaklar senin ölümüne seviniyorlar...
Bilmiyorlar ki sen ölmedin Hasan Abi...
Sen hep gönlümüzde yaşamaya devam edeceksin...
Senin bıraktığın bayrağı taşıyacak nice Hasan Karakayalar çıkacak elbet....
Ama hiçbirisi senin yerini tutmayacak, biliyorum...
Çünkü sen farklısın... Çünkü sen kendine özgüsün...
Hiç kuşkusuz senin misyonunu sürdürecek binler çıkacak ama hiçbirisi sen olmayacak...
Ve sen hep gönlümüzde o eşsiz ve benzersiz özelliğinle yaşayacaksın...
Seni yaşatmaya devam edeceğiz Hasan Abi...
O paralel alçaklara inat seni yaşamaya ve yaşatmaya devam edeceğiz Hasan Abi...
Nasıl da seviniyorlar o alçaklar...
“Tayyip Erdoğan’ın arkasında yürüdü hep. Onun arkasında öldü” türünden o alçakça laflar onların içine düştükleri alçak çukurun göstergesi ve senin büyüklüğünün ifadesi...
Demek ki sen o ihanetçilerin yüreğine öyle bir korku saldın ki bugün senin ölümünün arkasından bu tarz konuşma gereği duyuyorlar...
Hepimize bunu nasip etsin yüce Rabbim diyorum...
Tayyip Erdoğan ismi gibi tayyip bir yiğit adam...
Senin de benim de hepimizin de ideallerini paylaştığımız o kutlu davanın lideri...
Belde-i Tayyip’te iken Hakkın rahmetine doğru yürüdün, Tayyip liderinle beraberken...
Onların hangi gavur beldelerinde hangi odaklara hizmet ettiklerini artık herkes biliyor...
Sen ölürken ölümsüzleştin, onlar yaşarken öldüler...
Sen arkanda şerefle yürüdüğün Tayyip gibilerle haşrolacaksın, onlar da emirlerine girdikleri o şeytani odakların temsilcileriyle...
Sen gönlümüzde yaşamaya devam edeceksin Hasan Abi...
Mekanın cennet olsun...
Ailene ve yakınlarına sabr-ı cemil niyaz ediyorum...
Biz hakkımızı helal ediyoruz, sen de hakkını helal et Hasan Abi...