Gazetemiz yazarlarından M. Sabri Beşer Bey'in 14 Ocak 2024 Pazar günü saat 11.57 de "Âlim de öldü âlem de!" başlığıyla bir mesajı düştü telefonuma. "Babacığım FARUK BEŞER (Hocamız) emanetini teslim etti. Rabbim rahmet eylesin." diyordu.
Faruk Beşer merhumu 40 seneyi aşkın bir zamandan beri tanırım. İlk tanıştığımızda henüz doktora hazırlığı içindeydi.
Tertipli oluşu, ciddiyeti ve gayreti dikkatimi çekmişti. İnci gibi düzgün yazısıyla aldığı notları hiç unutmam.
Fıkıh (İslam Hukuku) ikimizin de ilgi alanıydı. Ben de İslam Hukuku'nda yüksek lisans yaptım ancak 1987 yılında matbaa mürekkebi bulaşınca akademik hayattan koptum. Faruk Hoca yoluna devam etti ve bence İslam dünyasının en önemli fıkıhçılarından/hukukçularından biri oldu.
Bilgisine güvendiğim âlimlerdendi.
Türk toplumu onu bazı TV kanallarından fıkhi meselelere cevap verdiği programlarla tanıdı.
Meselelere vukufiyeti, inandırıcılığı, ciddiyeti ve samimiyeti öne çıkıyordu.
Kimi ekran yüzleri gibi rol kesmezdi, şov yapmazdı, ilim adamına yakışan bir üslupla meselelere açıklık getirirdi.
Neşredilen yazılarından herkesin istifade ettiği bir âlimdi.
Semamızın hepimizi aydınlatan yıldızlarından biriydi.
İlim ahlakına sahipti. Büyük bir âlimdi ama yeri geldiğinde bilmiyorum diyecek kadar da mütevazıydı.
2015 yılında hacdaydım. Hac menasikiyle ilgili bir detaya takıldım, içinden çıkamadım. Faruk Hoca'yı aradım sordum. 'O detayı ben de bilmiyorum filan bu konuda uzmandır ona sorayım.' demişti.
Hurafelere bid'atlara karşı ilim adamı duyarlılığına sahipti ama toplumu ve çağı okumada da gerçekçiydi.
Fıkıh/İslam Hukuku özellikle muamelat kısmıyla ilgili bilgilerin temel kaynakları eski çağlara ait olduğu için fıkıh tahsil edenlere tarih, roman, edebiyat, psikoloji, ekonomi, hukuk gibi dallarda en az 50 çağdaş temel kitabı okumalarını tavsiye ederdi. Günümüzü ve toplumu iyi bilmeden anlamadan fıkhın da günümüze aktarılamayacağını söylerdi.
26 Eylül 2023 tarihinde, önemli olan Peygamberin emirlerini tavsiyelerini hayata geçirmektir, hem emir ve tavsiyelere kulak asmayıp hem de "Mevlid kutlamanın ne manası var" diye bir yazı yazmış, Faruk Hoca'ya da göndermiştim.
Aynı gün bana şu mesajı gönderdi : "Selamünaleyküm Resul Hocam, Mevlit yazınız okudum işin esası bu olsa gerek ama bir tecrübemi de söylemek geldi içimden. 10 gün önce Balkanlardaydık, özellikle Romanya Bulgaristan'da Sovyet komünist işgaline rağmen dinin az da olsa ayakta kalmasını sağlayan şeylerin başta Mevlit olmak üzere kültürel İslam dedikleri şeyin olduğunu bize anlattılar. Demek ki bu tür kutlamaların avamda bir karşılığı var. Bu vesile ile tekrar selam ediyorum."
İlim adamıydı ama hayatın gerçeklerini gören basiret sahibi bir ilim adamıydı Faruk Hoca.
Gazze'deki soykırım ile ilgili 15 Ekim 2023 tarihli, 'İşgalciler suçludur işgale direnenler haklıdır' yazım için de aynı gün şu mesajı gönderdi.
"Resul Hocam selamünaleyküm, yazıyı ancak şimdi okuyabildim. Verilen bilgiler başlı başına güzel bilgiler, işin diğer tarafına gelince doğrusu ben de aynı şeyleri düşünüyorum. Ama bu konuda tereddüt etmiyor da değilim; iyi mi yaptılar kötü mü yaptılar diye bugün birkaç saat (...) Bey ile beraberdik, baktım ki benim düşündüğümün hilafına o yanlış bir hareket yapıldığı kanaatinde. Ben yine de belki duygularım sebebiyle iyi ki yaptılar diyorum ama dediğim gibi çok emin değilim, görelim Mevla neyler."
Aklını kenara atmıyor ama kardeşlik duygusu da ağır basıyordu.
Faruk Hoca'yla mübarek günlerde tebrikleşir önemli konularda yazışırdık. En son 2 Kasım'da bana bir fotoğraf göndermiş onu açamadım.
Mustafa Sabri Beşer Bey Star'da yazmaya başlayınca Faruk Hoca'ya, soyadı Beşer olan bu yazarla ilişkisinin olup olmadığını sormuştum da o zaman mahdumu olduğunu öğrenmiştim.
Yüzelliliklerden olduğu için Mustafa Sabri ismini evladına koymak da cesaret ister. Mustafa Sabri Efendi son şeyhülislam ve döneminin İmam-ı Azam'ı denecek derecede önemli bir ilim adamıdır. Faruk Hoca evladına bu ismi koyarak dini salabetini gösterecek kadar da cesurdu!
Bu ihlaslı, ciddi ve cesur ilim adamının cenaze namazına iştirak etmek için 14 Ocak 2024 Pazar günü Selahaddin Eş ağabeyle birlikte Kocaeli Kartepe Maşukiye Değirmenbaşı Camii'ne gittik.
Çok kalabalıktı, namazı ara sokaklarda ancak kılabildik.
Böylesi büyük bir ilim adamının cenaze namazı aslında büyük bir camide kılınmalıdır. Ama hocanın müdavimi olduğu küçük mahalle camiinde kılınması da onun tevazuuna işaret etmesi açısından anlamlı olsa gerek.
Faruk Hoca'nın arkasından dua edecek salih evlatlar ve istifade edilecek ilmi eserler bıraktığı için sadak-i cariye sahibi bir ilim adamı olduğuna inanıyor, ümmetin başı sağ olsun diyor yakınlarına ecr-i azım ve sabr-ı cemil diliyorum.
Evet, semamızdan bir yıldız daha kaydı.
Mekanı cennet olsun.
Cenab-ı Hakk rahmetiyle muamele buyursun.