Maça Akhisar 1-0 önde başladı. Son derece garip bir kafa vuruşuyla top Sarı-Kırmızılı ağlara gitti.Niye garip çünkü, Chedjou’nun hemen arkasında Vaz Te havada değil yere inerken kafayı vurdu ve top en olmadık yere gitti, gol oldu. Golden sonra Galatasaray, Akhisar’ı adeta sahasına hapsetti. Sağlı sollu ataklarla sürekli gol aradı. Ancak gerek kaleci Fatih gerekse de Galatasaraylı futbolcuların beceriksizliği golü getirmedi derken, SarıKırmızılılar’ın tek forveti Eren Derdiyok, Sneijder’ın ortasına çok şık bir kafa vurarak beraberliğ sağladı.
İlk 45 dakikada Sarı-Kırmızılılar, geçen sezon olamadıkları kadar etkiliydiler. Bunun en büyük nedeni takımın sahada futbol oynam istemesinden kaynaklanıyor. Galatasaray geçen sezon hiç bir takıma karşı bu kadar etkili olmadı, hele de deplasmanda. Galatasaray’da en önemli transfer hiç kuşkusuz Tolga Ciğerci. Sahada basmadık yer bırakmıyor. Müthiş paslar atıyor ve futbolu oynanması gerektiği gibi yani dikine oynuyor. Selçuk bildiğimiz o geriye ve sağa sola pas atan oyunundan bir türlü kurtulamamış. Şu anda orta sahanın tek kelimeyle freni.
Maçın ikinci yarısında Galatasaray aynı etkili biçimde oyuna başladı. Sakatlanan Eren’in yerine Josue girdi. Cim-Bom’un bir tek forveti var. O da sakatlanınca Sarı-Kırmızılılar forvetsiz kalıyor. Bu da transferdeki palansızlığın bir göstergesi. Galatasaray savunması son derece etkizsiz ve çok ciddi açıklar veriyor. Sedar Aziz niye oynamaz bilen yok. Eğer hala sakatsa, sakat bir futbolcuya 4.5 milyon euro niye ödenir?
İkinci yarıda Sarı-Kırmızılılar Yasin’in ayağından ikinci golü buldu. O ana kadar çok etkili oynayan takım nedense savunmaya çekildi. Ve Akhisar, Galatasaray’ın üzerine gelmeye başladı. Riekerink’in mutlaka değişiklik yapması gerekiyordu. Özellikle savunmaya bir takviye şarttı. Ama nedense yapmadı. Muslera’nın neden vazgeçilmez olduğunu bir kez daha gördük. Kurtarışlarıyla takımı ayakta tuttu. Alınan üç pun Muslera’nın hanesine yazılmalı