Bayraktar TB2'yi uçurtma gibi uçuran bir çocuk.
Ukrayna'dan bir ressam hediye etmiş.
Bu fotoğrafı Baykar'ı ziyaretimde bizzat ben çektim.
Askeri tesis statüsünde olduğu için telefonla çekim yapmak yasak ancak bu kareyi çekmeme müsaade ettiler.
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar'ın 4 saati bulan ev sahipliği gerçek anlamda müthişti.
Karşınızda 44 yaşında bir bilge olduğunu net bir şekilde anlıyorsunuz.
Kayıt dışı bir sohbet olduğu için anlattıklarının çoğunu yazamıyorum.
Ama şu kadarını söyleyebilirim, Selçuk Bayraktar'ın omzunda gerçekten ağır bir yük var. Cephe hattında yaşanan, yüreğinizi kanatan birçok acı olay belleğinde birikmiş.
Üstüne bir de muhalefet cephesinin karalamalarını ekleyin.
Taşıması ağır bir yük.
Ama şunu söyleyeyim o konuştukça, milletine, ülkesine duyduğu sevdayı, vizyonu iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
Ülkenize, ülkenizin evlatlarına dair umutlarınız artıyor, gururlanıyorsunuz.
Bu arada anne Canan Bayraktar ile tanışma, elini öpme fırsatımız da oldu. O eller ne kadar öpülse az... Zira yıllar önce çocuklarının pes edeceği sırada "Bu teknolojiyi ülkenizin hizmetine sunmazsanız size sütümü helal etmem" demesi bir dönüm noktası olmuştu. Bu arada benim için ziyaretin sürpriziyse anne Canan Bayraktar'ın pazartesi akşamları 24 TV'de yayınlanan "Masada Ne Var?" programımızı kaçırmadan izlediğini söylemesiydi. Açıkçası gururlandım.
Baykar ziyaretine dair birkaç başlık paylaşıp bu bölümü bitirelim.
"Teknolojist" denilen gençler özellikle savunma sanayisinde geleceği şekillendirecek. Baykar'da yaş ortalaması 28, Teknofest'te derece alan çocuklar şimdi iş başında masalarında birincilik ödülleri duruyor.
Türkiye'nin uzay vizyonu için çok sıkı bir çalışma yürütülüyor. Fergani'den ilham alınıyor.
Detayları veremiyorum ama duyduğunuzda vay be diyeceğiniz hamleler planlanıyor.
Bayraktar TB3 şu sıralarda koşu çalışmalarında ve yakında inşallah gökyüzünde olacak. Hele bir de TCG Anadolu'dan havalandığında dengeler değişecek. Abartılı gelebilir ama uçak gemilerinin pabucu gelecekte dama atılacak.
Ve son bir not, Elon Musk'ın Teknofest'e gelip gelmeyeceğini Selçuk Bayraktar'a sordum, "Gelecek gibi görünüyor ama biz ona özel bir program hazırlamıyoruz" dedi.
DEVRİLEN SADECE OTOBÜS MÜ?
Başakşehir'de devrilen otobüsün görüntülerini izlemişsinizdir. Tam anlamıyla bir dehşet anı. Ve anlamak isteyene birçok mesaj veriyor aslında. "8 metro hattında 155 yürümeyen merdiven var" diyeyim gerisini siz hesaplayın.
İstanbullu aksaklıkları, çöken sistemi bizzat yaşıyor ve en iyisini de bilir. Devrilen sadece otobüs mü yoksa İmamoğlu yönetimi mi? Mart ayında göreceğiz...
DİJİTAL EROZYON
Mesele bir lise öğrencisinin Atatürk'e yaptığı çirkin hareketle yeniden gündeme geldi. O çocuk tutuklandı, "Atatürk olduğunu bilmiyordum, çok pişmanım" diye kendini savundu. Ama onun gibi yüzlercesi var.
Kadıköy'de ip bikini ya da iç çamaşırı ile dolaşan kadınlar, "biri bize bulaşsa da tık alsak popüler olsak" havasındaydı...
Dijital erozyon meselesini artık ciddi ciddi oturup konuşmalıyız.
Dijital çağda en büyük sınavlardan biri millete, memlekete hayırlı, çevresine saygılı çocuklar yetiştirmek.
Allah herkesin yardımcısı olsun.
Tabi bir de kışkırtıcılar var onlar için de hukuk işliyor. 27 şüpheli gözaltına alındı. 8 kişi tutuklandı. 19 kişi adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
BATI İPİYLE KUYUYA İNEN ERMENİLER
Bu fotoğraf Hocalı Katliamı ile hafızamıza kazınan bölgeden. Ermeniler, Rus Barış Gücü gözetiminde bölgeyi terk ediyor. Soykırımla yerleştikleri toprakları terk edenler Türklerden insanlık öğreniyor.
Karabağ'dan gelen göç görüntüleri beni 1915'e "Büyük Ermeni Tehciri"ne götürdü. Tarih bir kez daha tekerrür etti. İhanet affedilmedi ve Batı'nın ipiyle kuyuya inen Ermeniler bir kez daha kaybetti.
Oysa Azerbaycan bayrağının gölgesinde huzurla yaşayabilirlerdi.
Tıpkı Osmanlı'da olduğu gibi...