Aslında soru çok basit ve net: PKK terör örgütünün demokrasimize dönük saldırı kampanyası için bi’tek neden söyle...
Haftalardır PKK’yı perdelemek için ellerinden geleni yapan meslektaşlar, yakınındalar, bunu soramıyorlar, ben buradan sorayım...
Dur... İşini kolaylaştırayım... Diyebilirsin ki...
Kürtçe üzerinde ağır baskı var, yasakladınız, insanlar haklarını arıyor.
Kürtçe TV istiyorduk, bunu bile yapmadınız, sizler ırkçısınız.
Yolda yürüyen gençlerimiz yaka-paça beyaz Renault’lara bindiriliyor, sonra onlardan hiç haber alamıyoruz.
Sistematik işkence uyguluyorsunuz, halk büyük ıstırab çekiyor.
Yargısız infazlar var. Devlet faili meçhuller peşinde.
Desene... Diyemezsin...
Ama dürüst ol, misal, şunu de: Arkadaş, biz, Suriye’deki gibi Türkiye topraklarında da kantonlar kurup, öz yönetim işlerine kalkıştık, anladık ki, burası Suriye değilmiş...
De bunu, hepimiz seni anlayalım.
PKK: Kontra-gerilla...
Bu ülkede düzenli işleyen bir seçim sistemi var mı, var. Sandık ortaya konulduğunda yüzde 13.5 oyla 80 milletvekili çıkardın mı, çıkardın. Yerel seçimlerde elde ettiğin 102 belediyeye İller Bankası’nda ödeneği düzenli geliyor mu, geliyor.
Arkanda seni destekleyen, yıkayıp-aklayan medya duruyor mu, duruyor.
Arkadaş sen ne istiyorsun? Lafı geveleme, açık söyle, millet duysun, herkes ona göre kararını versin.
Yine işini kolaylaştırayım. De ki, “Biz sizin bu demokrasinizden memnun değiliz, bu işler bize göre değil, biz Suriye’de olduğu gibi kendi kantonlarımızı kuracağız, yalnız devleti değil, bizim gibi düşünmeyen Kürtleri de oradan süpürüp atacağız...” Bunu “sırtınızı dayadığınızı” söylediğiniz PYD Suriye’deki Cezire, Afrin ve Rojava kantonlarında yaptı. Yok, ben söylemiyorum, Uluslararası Af Örgütü söylüyor.(https://www.amnesty.nl/nieuwsportaal/pers/syria-arbitrary-detentions-and-blatantly-unfair-trials-mar-pyd-fight-against-terr)
O raporlarda, Tel Abyad’da “etnik temizlik” yaptığınız da yer alıyor. Kimin desteğinde? ABD Hava Kuvvetleri ve “batılı” askeri uzmanların...
Sakın, nereden çıkardın bunu deme... PYD’nin “asayiş komutanı” Ciwan İbrahim açıkladı. Meğer, “batılı uzmanlar”, Suriye’de PKK’ya bağlı 450 militana SWAT eğitimi veriyorlarmış. Biz de Dağlıca baskınında silahlı örgütünün gösterdiği “özel kuvvetler düzeyinde” eğitilmiş askeri kimliği merak ediyorduk. Cevabı aldık. (http://www.dailystar.com.lb/News/Middle-East/2015/Sep-10/314732-western-states-train-kurdish-force-in-syria-forces-leader-says.ashx)
PKK’nın son yıllarda, CIA’nın 80’li yılların başlarında Nikaragua’daki devrimci Sandinist yönetime karşı örgütlediği faşist kontra-gerillaların durumuna evrildiğini de anlamış olduk.
“Sol” bir ağızla “Rojava Devrimi” diyorsun, sen, Amerikan emperyalizminin desteğinde gerçek bir devrim yapıldığını gördün mü? O tür bir destekten ancak, idam mangaları ve kontra-gerillalar çıkar. Bilmiyorsan bil, bu ülkenin aslan gibi Kürt gençlerini emperyalizmin maşası yapma.
Bu bir milli mücadeledir...
Hayır, PKK’dan söz etmiyorum. O, emperyalizmin demokrasimiz üzerine saldığı bir kukladır, canımızı yakar, aşarız. Asıl, bu örgütün arkasındaki küresel güçler önemlidir. Onlar kararlı. Türkiye’yi kontrol edilebilir bir ülke haline getirmek istiyorlar, tüm cephelerden saldırıyorlar. Emperyalizmin içimizde kurumsallaştırdığı medya organları, sesleri yüksek çıkan kanaat önderleri, sosyal medyada algı operasyonu uzmanları, işbirlikçi sermaye grupları var. PKK, saldırının yalnız “militer” adıdır, oysa, saldırı çok geniş bir cepheyi oluşturuyor.
“Milli güçler”in alarmda olduğu bir dönemden geçiyoruz. Bu saldırıyı, Gazi Mustafa Kemal’in bize bıraktığı mirasla aşıp, yola devam edeceğiz.
Başa dönelim: Selahattin, sen bizim üzerine titrediğimiz demokrasimize neden saldırıyorsun, anlat derdini, bilelim...
Bir iyilik yap, sana Washington’da, Berlin’de falan, neler dendi, bi’anlat bize...