Sekülerlerin attığı dayaktan sayılmıyor

Türgev Başkanı Dr.Fatmanur Altun’u okudunuz mu? Tek kelimeyle muhteşem .. Diyor ki Hoca; “... sesleri çıkmıyor ama seküler kadınlar şiddet, horlanma, taciz, manevi şiddet gibi konularda muhafazakar camianın kadınlarından daha zor durumdalar.. Şiddet iddiasında muhafazakarları ilk terk eden kendi camiası oluyor.. Seküler camia ise erkeğin arkasında kenetleniyor...”

En son Ozan Güven’in kız arkadaşını darp ettiği olayı takip ettiniz mi? Muhtevasından söz etmiyorum. Orası yargılama neticesinde netleşir. Kim haklı kim iftira atıyor kim başka şeylerin peşinde onu zamanla anlarız.. Fakat bu hadise ile birlikte bir sahiplenişe tanık olduk. Bakın Athena Gökhan’ı, Cem Yılmaz’ı vesairesi.. Nasıl durdular arkadaşlarının arkasında...Benzer bir hadise muhafazakâr çevrelerde yaşansaydı, ‘verin ipini ben çekeceğim’ diye sıraya girerdi arkadaşları. Bolca örnek sayabilirim..

Fatmanur Altun’un tezlerini çürütmeye çalışan Melis Alphan demiş ki; “...benim bugüne kadar yaptığım kadına şiddet haberlerinin %95’i muhafazakâr camiadan..” Elbette Melis Alphan’ın istatistiği doğru. Zira bazı haberleri görüp bazılarını görmezden gelme hürriyeti var. Böyle istatistik yapacak olursak, biri de çıkar tam tersini savunur ve haklı olur.. Rezidans’ın penceresinden atılarak öldürülen kızımız da tatil köyünde otel penceresinden atılan kızımız da, cansız bedeni gitar kılıfına konulan kızımız da muhafazakâr camiadan değildi. Eşinin başına dışkı fırlattığı hanım da.. Ve Sıla da.. Ve Deniz de.. Ve daha bir çokları.. Ama şiddet uygulayana, kendi mahallelerinde hep bir sahipleniş ve koruma kollama..

Bakın bugün kız arkadaşını darp eden Ozan Güven, vaktiyle kendisine ‘ilişkiniz nasıl gidiyor?’ diye soran muhabire ne demişti, biliyor musunuz? “... Ben sana ‘kimi ......?’ diye soruyor muyum!...” O anda Ozan Güven’in kız arkadaşı çıkıp da; “senin ilişkiden anladığın bu mu?” diye soramadı.. Hiç bir arkadaşı da ayıplamadı.. Cem Yılmaz o skandalın üstüne bir sürü film daha çekti bu beyefendi ile.. Benzer bir yaklaşımı bir muhafazakâr sergileseydi, kadın dernekleri sokaklardaydı..

Gündüz kuşağı kadın programlarını izleyin. Dini nikahla yaşayan ailelerin nasıl hedef alındığını göreceksiniz.. “sen adam olsan şu kadına nikah kıyardın” diye saydırıyor kadın programlarının sunucuları. İzleyenler de alkışlıyor.. Peki var mıydı Ozan Güven’in bu hanımla nikahı? Sıla’nın var mıydı? Deniz Akkaya, Arzu Yanardağ, dansçı Asena, Banu Alkan.. Bu isimler, hem şiddet gören hem de (şiddet gördükleri dönemde) nikahsız birliktelik sürdüren isimler.. Ayıplayan oldu mu hiç neden belediye nikahları yok diye..

Dr.Fatmanur Altun çok önemli bir kapı açtı.. Buradan isterseniz ayrışma yahut kutuplaşma deyin isterseniz başka bir şey, testi artık kırıldı.. Ne diyorlar? “Tanıyan bilir, Ozan Güven yalnız değildir”.. E tamam işte.. Fatmanur Hoca da aynısını diyor... Hepiniz odadaydınız...