YETERLİ ve dengeli beslenmede haftada 1-2 kez tatlı yemekte sakınca yok. Ancak tatlı denildiğinde akla şeker, gazoz, şekerleme değil sütlü ve meyveli tatlılar veya dondurma gelmeli. Tatlıyla ilgili sorun şekerli yiyeceğe bağımlılık derecesinde düşkün olmakla başlıyor. Öğünlerde tüketilen karbonhidratlı besinler sindirim metabolizmasında glikoza (şekere) dönüşerek emilimi tamamlar ve kana geçer. Vücudun ihtiyacı olan glikozu (yani şekeri) doğal olarak meyvelerden , emilimi daha uzun süren ve kan şekerini hızlı yükseltmeyen tahıllardan, süt şekerinden, kurubaklagillerden ve karbonhidrat bakımından zengin olan bazı sebzelerden (bezelye, patates gibi) elde ederiz.
Vücudun şekere ihtiyacı var mı?
Vücudun sofra şekerine ihtiyacı yok. Gün içinde alınan besinlerle şeker ihtiyacı karşılanabilir. Düzenli olarak beslenen kişilerde tatlı yeme eğilimi çok daha az görülür. Alınan yüksek miktardaki kalorili besinin bir kısmı şeker depolarını bir kısmı da yağ depolarını doldurur. Bu nedenle gün içinde yeterli miktarda kalori almaya, asla öğün atlamamaya ve karbonhidrat, protein, yağ alımının dengeli olmasına dikkat etmek gerekir.
Tatlı krizi diyabet göstergesi mi?
Sabah kahvaltı yapmayı sevmeyen, öğlenleri hafif ve hızlı besinlerle geçiren ya da öğün atlayan, kişilerde genellikle akşam tatlı krizleri görülür. Bu krizler reaktif hipoglisemi denilen insülinin düzensiz salgılandığı bir sağlık probleminin işareti olabilir. Reaktif hipoglisemi ilerde görülebilecek bir şeker hastalığının göstergesidir. Akşamları tatlı eğiliminiz görülüyorsa mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız.