Malum Esenyurt Belediye Başkanı terör örgütüne üyelik suçlamasıyla tutuklandı; bakanlık yasalar gereği başkanı geçici olarak görevden aldı ve yerine bir vali yardımcısını vekâleten atadı.
İddia edilen hususlar suç teşkil ediyor mu onları hukuki süreç bittiğinde öğrenmiş olacağız.
Ben meselenin hukuki yönünden ziyade CHP'nin durduğu yer hakkında yazmayı tercih ediyorum.
Tutuklanan başkanın terör örgütüne müzahir biri olduğunu seçilmeden önce de biliyorduk.
Esenyurt'tan aday gösterilmesinin de terör örgütünün siyasi uzantısı DEM tarafından dayatıldığını da biliyoruz.
CHP hem mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hem de mayıs ayındaki belediye seçimlerinde terör örgütünün siyasi uzantısıyla işbirliği yaparak yanlış yerde durmuştu.
Esenyurt başkan adayının ilan edilmiş olmasına rağmen geri çekilerek tutuklanan şahsın aday gösterilmesi de CHP'nin terör örgütünün siyasi uzantısıyla kent uzlaşı adı altında işbirliğinin sonucuydu.
Kılıçdaroğlu'nun genel başkan olduğu tarihten itibaren CHP terör konusundaki kendi tarihi çizgisini değiştirmiş ve maalesef terör örgütlerini meşrulaştırıcı bir siyaset takip etmiştir.
2010 yılına kadar F tipi diyerek sürekli eleştirdiği FETÖ'ye sahip çıktığı gibi PKK terör örgütünün siyasi uzantısıyla da işbirliği yapmıştır; bu işbirliği halen de devam etmektedir.
Esenyurt Belediye Başkanı tutuklandıktan sonra da CHP yanlış yerde durmayı tercih etmiştir maalesef.
Başkanın tutuklanmasına itiraz ederken başkanın terör örgütüyle ilişkisini bir kez olsun sorgulamamıştır.
Tam tersine inandırıcılığı çok zayıf olan iddialarla başkanı savunmaya çalışmıştır.
Sanki başkan akademisyen olduğu için tutuklanmış gibi başkanın akademisyenliğine vurgu yaparak suç işleme özgürlüğü varmış gibi karara itiraz etmiştir.
CHP Genel başkanının '6 ay önce temiz kağıdı verilmiş başkan seçilmiş' diyerek tutuklamanın hukuksuz olduğunu iddia etmesi hakikaten düşündürücü. Genel başkan ya temiz kağıdının ne olduğunu bilmiyor ya da bildiği halde mugalata yapıyor.
Çünkü temiz kağıdı denilen kağıt sabıka kaydı olarak da bilinen 'Adli Sicil Kaydı'dır. Adli sicil kaydına kesinleşmemiş cezalar girmez. Hakkında ceza verilmiş olsa bile temyiz Yargıtay süreci bitip hüküm kesinleşmedikçe adli sicile kaydedilmez. Dolaysıyla terörden bile yargılansa hüküm kesinleşmedikçe kişinin sicili temiz çıkar. Mesela, Van belediye Başkanının aldığı cezalar kesinleşmediği için temiz kağıdı alabilmiştir.
Dolayısıyla tutuklamaya bu gerekçe ile karşı çıkmanın hukuk nazarında hiçbir değeri yoktur.
CHP genel başkanının evinin kapısı balyozla girildi diyerek hakikate aykırı bir söylemle kürsüden ajitasyon yapması da yakışık almamıştır.
Aslında CHP genel başkanından beklenen daha akl-ı selim ile hareket etmekti.
Mesela, 'ithamlar çok vahim eğer doğruysa böyle bir kişiyi savunamayız, partimizle ilişkisini keseriz. Eğer ithamlar doğru değilse sorumlarına hesap sorarız!' deseydi makul bir yol tutmuş olurdu.
Tam tersine bu şahsı aday göstererek birinci yanlışı yaptı, şimdi savunarak ikinci yanlışı yapıyor.
Şahsın terörle hiyerarşik ilişkisi hakkında tek kelime söylemiyor ama zaten Diyarbakır'da açılmış bir soruşturmanın tüm sorumluluğunu İstanbul başsavcısına yükleyerek hakaret ediyor.
Evet, savcıya alenen hakaret ediyor!
Bu yanlış konumlanmanın CHP içinde de sessiz itirazlara sebep olduğu görülüyor.
Mesela tüm belediye başkanlarının çağrıldığı Esenyurt meydanındaki mitinge başta ABB Başkanı Mansur Yavaş, Bolu belediye başkanı Tanju Özcan, Antalya Belediye Başkanı Muhiddin Böcek ve Afyon belediye Başkanı Burcu Köksal katılmadı.
Anlaşılan DEM ile aynı karede görünmek istemediler!
Çünkü tutuklanan başkan 2015'de HDP/PKK'nın Van'da milletvekili adayıydı.
Esenyurt'ta da CHP DEM'in ortak adayıydı!
Teröristlere 'değerli evlat' diyerek övgüler dizen; teröre örgütünün başıyla defaatle görüşen; teröristlerle 694 kez konuşan; terör örgütünün KCK/TDÖ (Türkiye Demokratik Örgütlenmesi) yapılanmasıyla sürekli ve yoğunluk arz edecek şekilde irtibat kuran bir yandaş!
Tutuklanan başkan öyle anlaşılıyor ki terör örgütünün çok ama çok etkin bir yandaşı!
Hukuki sonucunu bilmem ama siyasi sonucu CHP'nin yanlış yerde durduğunu gösterir.
İçişleri bakanının söylediği gibi, 'Şehrin emini terör yandaşı olamaz.'
Olmamalıdır!