2024'ün ilk günü, sabahın ilk saatleri...
Günün bereketiyle yola koyulanlar; PKK ile mücadele ederken can veren şehitlerimiz, İsrail'in Gazze'deki soykırımına uğrayan bebekler aşkına yüreği sıkışarak, adımları sıklaşarak koşup gelenler...
Şehitlerimizin katilleri ile Filistinli bebeklerin katillerinin aynı olduğunu biliyoruz...
Hiçbir çaba sonuçsuz kalmayacaktır; buna inanıyoruz.
Bu inançla nefsimizi terbiye ediyoruz, bu inançla sabrediyoruz ve bu inançla haykırıyoruz. Zalimler için yaşasın cehennem!
Bu öyle büyük bir güç ki! İsrail'in attığı tüm bombalardan, ABD'nin gönderdiği gemiler dolusu silahtan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ndeki veto hakkından çok daha büyük...
Kurulan zulüm ittifaklarından, siyasi çıkar hesaplarından da büyük.
İşte bu yüzden zalimler kazanma hırsıyla zulümlerini artırdıkça kendi sonlarını hazırlarlar.
İşte bu yüzden nehirden deniz akmaya devam.
Haykırmaya, konuşmaya, devam...
Yazmaya, çizmeye devam...
Koşmaya, yürümeye devam...
Şarkıya devam, şiire devam, duaya devam...
Ölmeye devam, yaşamaya devam...
NOT: "Şehirlerimize rahmet, Filistin'e destek, İsrail'e lanet" için yeni yılın ilk günü kuşluk vakti yollara dökülerek İstanbul'u uyandıranlardan ve bu organizasyonu yapan tüm sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden Allah razı olsun.
Bir şeyin olması için tek şart var aslında, herkesin yapabileceği şeyi yapması. Nasılsa imkansız diyerek yapabileceğimiz şeyden dahi geri durduğumuzda imkanlı olanı imkansız hale getiriyoruz.
"Doğdu batmayan güneş"
Necip Fazıl Ödülleri 10 yaşına girdi. Ödüllerin bu seneki teması, yine Necip Fazıl'dan, 'Doğdu batmayan güneş'ti.
Evvelki akşam düzenlenen tören her sene olduğu gibi yine muhteşemdi. İlk seneyi hatırlıyorum. İlklerin heyecanı vardı. Niyet tabii ki ödülün kurumsallaşmasıydı ama o günden bugünü öngörmek kolay değildi. Cumhurbaşkanımızın her sene töreni onurlandırmasının da katkısı çok büyük oldu. 10. yılında artık diyebiliriz ki; Türkiye'nin en prestijli edebiyat ve sanat ödülü halini almıştır Necip Fazıl Ödülleri.
İçinde olmaktan dolayı büyük onur duyduğum Türk Medya ailesini ve hassaten Star gazetesini tebrik ederim. Ödül jurisinin de nasıl titizlikle çalıştığını biliyorum. Emekleri çok kıymetli. Tabii ki ödül sahipleri... Kısa ve anlamlı konuşmaları sırasında hiçbiri şehitlerimizi anmayı ve Gazze'de soykırıma uğrayan çocukları unutmadı. Ödül töreni dediğin böyle olur, sanatçı dediğin budur dedirttiler. Hepsine tebrikler...
2023, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılıydı. Bu yüzden "Türkiye Yüzyılı" dedik. Yeni yüzyıl Türkiye yüzyılı olsun, kalkınmanın, şahlanışın, demokrasinin, daha adil bir dünya düzeninin yüzyılı olsun dedik.
Dile kolay yaşadıklarımız
Yeni yıla da bu temennilerle girdik.
2012'ye nasıl bir acıyla girmiştik, hatırlayın! Uludere'de yaşananları...
PKK ve FETÖ'nün iş birliği içinde hareket ettiği dönemler....
Başbakan olarak Tayyip Erdoğan'ın büyük bir cesaretle başlattığı çözüm sürecini sabote etmek üzere planlanan ve kaçakçıların PKK olarak ihbar edilmesi sonucu bombalanarak öldürülmeleriyle sonuçlanan o büyük felaketle birlikte Türkiye aslında adeta bir dar boğaza sokuldu.
Takip eden dönemde MİT Başkanı Hakan Fidan Erdoğan'ın ameliyatta olacağı saatler hesap edilerek göz altına alınmak istendi.
Akabinde Gezi Kalkışması yaşandı. Sonrasında 17-25 Aralık Emniyet Yargı Kumpası. Kobani Olayları, Hendek Terörü. Bu süreçte PKK ve DEAŞ'ın sayısız saldırısı gerçekleşti. Ve nihayet 15 Temmuz darbe girişimi.
Hepsi 12 yılda yaşandı. Eksiği var fazlası yok. Bu neviden olsa da 2023'ün şubat ayındaki büyük deprem felaketini de unutmayalım.
Hülasa 2024'ün, bu makus talihin döndüğü bir yıl olmasını temenni ediyorum. Gazze'deki soykırımı unutmadan tabii ki.
Tüm insanlığa ve İslam ümmetine barış ve esenlik getiren bir sene olması dileğiyle...