7 Haziran Seçimlerinin beş ana gündemi olacak gibi görünüyor. Başkanlık ve yeni anayasa tartışması, Erdoğan tartışması, Davutoğlu’nun liderliği, radikal sol söylem ve çözüm süreci seçimlerin ana temaları olacak.
Başkanlık ve yeni anayasa tartışması
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlattığı başkanlık sistemi tartışması, seçimin ana temalarından biri olacak. Erdoğan’ın seçim sürecinde meydanlara ineceği sır değil. Bu mitinglerde halka başkanlık sistemini anlatacak ve destek isteyecek. Muhalefet liderleri ise başkanlık sistemini Erdoğan’ın padişah olmak için istediğini seçim meydanlarında dillendirmeye devam edecek. Yeni anayasa vurgusu ise özellikle Davutoğlu tarafından dile getirilecek.
Erdoğan tartışması
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi sonrası halka teşekkür konuşmaları yapma planı biliniyor. Erdoğan şu anda da siyasal gündemin parçalarından biri. Meydanlara indiğinde daha fazla odak olacaktır. Üstelik muhalefetin Davutoğlu’nu değil de Erdoğan’ı muhatap alma siyaseti, Erdoğan’ı daha fazla gündemde tutacaktır. Erdoğan’ın bu durumdan şikayetçi olacağı söylenemez.
Davutoğlu’nun liderlik algısı
Bu seçimin yeni aktörü Davutoğlu. Seçim sonunda Davutoğlu’nun liderlik algısı büyük oranda oluşmuş olacak. “Ahmet Hoca” , “dürüst” ve “çalışkan” algıları ön plana çıkacak gibi görünüyor.
Bahçeli ve Kılıçdaroğlu Davutoğlu’nu muhatap almadıkları, esas mücadeleyi Erdoğan’la yaptıkları mesajını verecekler. Davutoğlu’da bolca Bahçeli ve Kılıçdaroğlu eleştirisi yapacak, onları kendi sahasına çekmek isteyecektir.
Davutoğlu il kongrelerinde; milli birlik, millet, “Büyük Türkiye”, büyüyen ekonomi, çözüm süreci, paralel yapı, yeni anayasa, başkanlık sistemi, milli savunma sanayisi, şehir vurguları yaptı. Muhtemelen halka yönelik seçim konuşmalarında benzer temalara vurgu yapacak. Sivas il kongresinde gençlerin tezahüratları sonucunda ana pozisyonu ifade etti: “Selçuklunun varisi, Osmanlının torunu, Cumhuriyetin çocuğuyuz”
Radikal sol söylem
HDP ve “Birleşik Haziran Hareketi” radikal sol söylemlerde bulunacak. Yunanistan’da Syriza’nın lideri Aleksis Tsipras’ın radikal sol söylem ile iktidara gelmesi, sol söylem üzerinden iktidara gelme görüşünü güçlendirdi. CHP ise muhafazakar adaylar gösterme ile sol söylem arasında iyice sıkışacak gibi görünüyor.
Radikal sol muhalefette; siyasal sistemin eleştirisi, çevre ve yeşil vurgusu, yaşam biçimleri savunusu, kadın tartışması, Erdoğan eleştirisi gibi temaların birlikte kullanıldığı bir söylemler topluluğu ile oy alınabileceği kanaati oluştu. Demirtaş bu dili Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kullanmıştı ve işe yaramıştı.
Bu seçimin HDP ve CHP açısından farklı anlamları var. HDP barajı geçmek için sosyalist, Alevi ve “endişeli modernlerin” oylarını CHP’den almaya ihtiyacı var. CHP ise bu oylarını kaptırmama mücadelesi verecek. Bu seçim, CHP için iktidara gelmekten ziyade, oylarını kaptırmama meselesine dönüşüyor.
Çözüm süreci
Çözüm sürecinin gidişi, 7 Haziran Seçimlerini etkileyebilecek en önemli dinamiktir. Çözüm sürecinin uzlaşmaya veya şiddetli çatışmalara dönmesi durumunda Ak Parti, HDP ve MHP oylarında dramatik değişimler olabilir.
HDP’nin barajı geçip geçememesi büyük oranda çözüm sürecinin gidişine bağlı. 6-7 Ekim Olayları Demirtaş için lider olmak, HDP için Türkiyeli olmak için en büyük engel. Bu algıyı değiştirebilecek tek şey çözüm sürecindeki radikal bir değişimdir. Halkın kulağına hoş gelir bir tarzda sonuç alınabilirse, oluşan atmosfer seçim dinamiklerini etkileyebilir. HDP barajı açma şansı bulabilir.