Ak Parti dün İzmir büyükşehir ile birlikte 12 yeni belediye başkan adayını daha açıkladı. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın İzmir’de açıkladığı yeni isimlerden sonra Ak Parti adayı bilinmeyen önemli il kalmadı.
Geç bile sayılabilir, ama sonuçta seçime üç aydan biraz fazla zaman varken her ilin seçmeni iktidar partisinin başkan adayı olarak karşısına kimi çıkartacağını şimdiden biliyor.
CHP İzmir’de kimi aday olarak düşünüyor? İstanbul’da kimi? Ankara’da kimi? Büyüklü küçüklü diğer kentlerde kimleri?
Sadece biz değil, CHP’liler ve galiba CHP yönetiminde yer alanlar bile adayları hakkında bilgi sahibi değiller...
Yönetimden bir isim “Adaylar hakkındaki yoklamaları ben yapıyorum, sonuçları benden ve genel başkanımdan başka bilen yok” diye açıklama yaptı.
Neden böyle acaba?
Akla gelen ilk sebep, CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday isimlerini belirlerken Ak Parti’nin çıkaracağı isimleri bilme ihtiyacı duymasıdır... İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de kimi çıkartacağını öğrenip, o isimler karşısında etkili olabilecek adaylar belirleme niyetine bağlanıyor CHP’nin elini kapalı tutması...
Doğruysa, vahim bir durum bu. Belediye başkanlığı gibi yetenek ve özel nitelikler gerektiren bir göreve adayı tamamen siyasi mülâhazalarla belirleme görüntüsünü veriyor çünkü. Nitekim, bazı yerlerde, CHP’nin, sırf Ak Partili adayın önünü kesebileceği düşüncesiyle, MHP geçmişi bulunan bazı isimleri düşündüğü duyuluyor...
Bir önceki yerel seçimde bazı illerde CHP ile MHP arasında ‘zımni’ bir ittifak kurulduğundan söz edilmişti; CHP’nin daha ileride olduğu illerde MHP’liler, MHP’nin fazla oy alabileceği illerde de CHP’liler seçmen karşısına iddiasız adaylarla çıkarak...
Uygulandığı illerde başarılı olmuş ittifaka bu seçimde MHP yanaşmadı; bunu belli etmek için de adaylarını çok önceden ilân etti.
CHP, bu defa, doğrudan MHP’li bilinen isimleri seçmeni önüne aday olarak mı çıkaracak?
Muhtemelen yeni ittifaklar oluşturmanın da peşinde CHP; bazı illerde ve yerleşim merkezlerinde yeni müttefiklerinin bildireceği isimleri aday gösterebilir...
O gelişmenin tamamlanmasını da bekliyor olabilirler...
Kemal Kılıçdaroğlu için bu seçimin ‘hayati’ önem taşımasıyla ilgili bu tavır... Buna ‘ölüm-kalım’ mücadelesi de diyebiliriz. Partisinin oylarını yukarıya doğru kıpırdatamaz ve bir yıl içerisinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ile muhtemel genel seçimler için umutları büyütemezse, liderliği tartışılmaya başlayacaktır çünkü...
Ayrıca kendine özel şartları bulunan ve iktidar partisinin genel seçim kadar başarı gösteremeyebildiği yerel seçimlerde ‘zafer’ kabul edilebilecek bir oy kıpırdanması yaşatamazsa, CHP kadroları, şu son zamanlarda sergilenen ‘yeni’ politikaları sorgulamaya başlayacaktır...
Her fırsatta eleştirdikleri ve yakın geçmişte bölge politikalarına şiddetle karşı çıktıkları ABD ile yakınlaşma ve bazı İslâmi gruplardan medet umma gibi politikalara itiraz ettikleri bilinen ‘ulusalcı’ kesim, bu ‘sapmaların’ hesabını sormak üzere alesta bekliyor...
Yani ‘başarılı’ olmasın mı Kılıçdaroğlu? Keşke olabilse... Keşke yerinde kalabilse... Keşke partisinin iktidar olabileceği umudunu verebilse...
Bu kadar yanlışla başarı gelebilecek mi bakalım...