Yukarıdaki başlık, aslında bir tekrar... Bakın, 28 Mart 2014 tarihli STAR’da, hainler Dışişleri Bakanlığı’ndaki bir toplantının ses kaydını Youtube’e düşürdüklerinde ne yazmışım: “Onlar, bizim dizlerimizin üzerine çökmemizi, kan denizi içinde boğulmamızı, geleceğimizin ve evlatlarımızın elimizden kayıp gitmesine çalışıyorlar... Bir ülke, nasıl, bünyesinden bu kadar haini çıkartmış, beslemiş ve güçlendirmiş olabilir? (...) Lafı uzatmadan söyleyeyim: Biri bize savaş açtı... Savaş, hükümete değil, millete ve Türkiye Cumhuriyeti devletine karşı açılmıştır... Bu savaşı kabul ediyoruz... Artık, savaş kuralları geçerlidir...” (Tamamını mutlaka okuyun: http://haber.star.com.tr/yazar/artik-savas-kurallari-gecerlidir/yazi-861482)
Ama anlatamadık... Bu ülkenin ihaneti içinde yaşatan aydınına, her türlü mahfille iş tutmuş akademisyenine, kıymeti kendinden menkul kanaat önderine, sivil-asker bürokrasiye, “nefret yüklü” yazılar yazanlara anlatamadık, zaten anlamak da istemiyorlardı. Onların sesi yüksek çıktı, bizim gibi insanları “değersizleştirmek” için de ellerinden geleni yaptılar...
Bu nedenle sürekli, “Erdoğan yalnız adamdır” diyorum...
Askeri saldırıda püskürttük
İç işgale uğradık. Emperyalizmin 40 yıllık tezgahla içimize yerleştirdiği hainleri ile aynı sürede Kandil’de besledikleri birlikte “son vuruşu” yapmak için saldırdılar. Şehitlerimizin kutsal kıldığı vatan topraklarımızı millet olarak sokakta, meydanlarda koruduk, emperyalizmin ülkemizi yok etme amaçlı son saldırısını püskürttük.
Millet, tıpkı Erzurum-Sivas Kongrelerini yapmış, Ankara’da “gazi” Meclis’ini kurmuş, 26 Ağustos 1922 Kocatepe’den 9 Eylül İzmir’e akmış dedeleri gibi uyandı, emperyalistin, onların içimize sızmış hainlerinin oyunlarını bir kez daha tarihe gömdü.
Bakın... Bütün gerçekler ortaya tek tek dökülüyor...
Hep soruyorduk, “Arkadaş bu kadar terörist, tonlarca cephane, bomba, bunca hendek, barikat, bu devletin gözleri önünde nasıl oldu da Cizre, Silopi, Nusaybin, Sur’a yerleşti” diye... Meğer, FETÖ üniformasını taşıyanlar, müttefiklerine geçiş vermişler... Yaparlar... Bu milletin Meclis’ini bombalayandan her şey beklenir...
Bitmedi... STAR’ın uzman muhabiri Kemal Gümüş ortaya çıkarıyor, yetkililer açıklıyor, Irak-Suriye sınırında dönen dolapları artık görüyoruz...
Sınırımızı boşaltmışlar ey millet, PKK, DAEŞ artık kim gelirse gelsin demişler... Amaç? Memleketin işgaline zemin hazırlamak...
Hep uyardık... “Ey millet, bir vekalet savaşı ile karşılaştın, uyanık ol, bu, senin bildiğin savaşlara benzemiyor, sinsi ve içerden kuşatılıyorsun, karşındaki aktörlerin arkasındaki güçlerle savaşın var” dedik. İşte bir örnek: 11 Şubat 2016 tarihli STAR’dan, başlığı “Meğer Cizre’de ABD ve Rusya ile savaşıyormuşuz!..” (http://haber.star.com.tr/yazar/meger-cizrede-abd-ve-rusya-ile-savasiyormusuz/yazi-1088296)
PKK’nın son barikatlar savaşı, ülkenin belli bir kesiminin işgali provasıydı, emperyalist, bu kadar sert müdahale beklemiyordu, 15 Temmuz 2015’te başlattığı o vekalet savaşı çökünce tam yıldönümünde TSK’nın içindeki çetesiyle saldırmaya karar verdi, yaşanılanın özeti budur...
Bu vekalet savaşı sürüyor, rehavet yok!
Abdullah Öcalan veya Fetullah Gülen... Bu adamlar ihanetlerin sembol isimleri oldukları için hassasiyetlerimiz kişilikleri üzerinde odaklanabilir ama inanın, yeterli değildir. Bunları üzerimize salan emperyalizme karşı uyanık olmak, “görev süresi dolan” piyonun arkasından kimin cepheye sürüleceğini tespit hayatidir...
Çünkü ABD ve AB yönetimlerinin izledikleri politikanın mesajı açıktır. “Sizinle işimiz bitmedi” diyorlar.
Darbe girişiminden bir gün önce yazdığım “Uyarıyorum: Rehavet yıkım getirir” başlıklı yazımın sonunda (http://haber.star.com.tr/yazar/uyariyorum—rehavet-yikim—getirir/yazi-1125092) “Bilmemiz gereken bi’tek nokta var: Ringde kendi köşemizde yalnızız, karşı köşedeki rakiplerin perde arkasındaki antrenörünün yüzünü ise göremiyoruz. Alarmda ve endişeliyim...” demişim. Daha ne anlatayım size?..
Tekrar söylüyorum: Bu, uzun süreli bir savaştır ve artık, “savaş kuralları” geçerlidir...
Ülkemizin bütün alanlarını içten işgale kalkışmış emperyalist piyonlar temizlenecek, özellikle güney sınırımızdan karşılaşacağımız kanlı saldırıya karşı “içten çökertilmiş” TSK güçlendirilecek, yeniden yapılanan devletimizle millet olarak 100 yıl aradan sonra başımıza gelen bu belayı dedelerimiz gibi yok edeceğiz...
Balta topraktan çıktı... Erdoğan’ın dediği gibi, “topunuz birlikte gelin...”