"Ordumuz geniş çaplı bir savaşa hazırlanıyor."
Polonya Genelkurmay Başkanı
Kuzey Atlantik İttifakı NATO'nun 'ikonik' 75. Yıl Zirvesi, yukarıdaki cümlelerle özetlenebilecek şekilde gerçekleşiyor. İttifak adeta savaşa hazırlanıyor. Tabii dile söylemesi kolay; iki dünya savaşının yarattığı sefalet ve felaket dolu geçmişini adeta unutmuşçasına yeni bir tanesine doğru 'büyük' adımlar atılıyor. Gelin bakalım nedir bu bağıra bağıra gelen savaşa giden savaşın yollarına döşenen taşlar.
ABD'nin Donald Trump'ın o pervasız üslubuyla o dönemin NATO Zirvesi'nde 'fitili ateşlenen' Avrupa ülkelerinin savunma için 'taşın altına elini koyma' diye adlandırılabilecek 'mali destek' mevzuunun, tam da Trump'ın tekrar ABD başkanı olmasının gündemde olduğu günlerde karara bağlanması dikkat çekici. Tabii 'dikkat çekici' olan sadece 'zamanlama' değil; 'tutar' da belirleniyor NATO'nun 75 Yıl Zirvesi'nde. Yani amiyane tabirle 'pamuk eller cebe'.
'2025 yılında Ukrayna'ya 40 milyar avro askeri yardım'
Yarısının ABD, diğer yarısının da ittifaka üye diğer ülkeler tarafından sağlanacağı İtalya'nın 1.7 milyar, Türkiye'nin de 1 milyar dolarlık katkı yapacağını taahhüt ettiği 2025 için Ukrayna'ya 'destek' tutarı, Kuzey Atlantik İttifakı 75. Yıl Zirvesi Deklarasyonu'nun 4. Madde'sine dayanıyor:
"Adil yük paylaşımını desteklemek için Müttefikler, İttifak Gayri Safi Yurtiçi Hasıla-GSYİH'sindeki paylarını da hesaba katarak orantılı katkılar yoluyla bu taahhüdü yerine getirmeyi hedefleyecektir."
Bir sonraki madde olan 5. Maddede 'sürecin takip edileceği' anlatılıyor: "Müttefikler, bu taahhütle ilgili olarak sağlanan destek konusunda NATO'ya yılda iki kez rapor verecekler ve ilk rapor 1 Ocak 2024'ten sonra sağlanan katkıları içerecek. Buna dayanarak, Genel Sekreter Müttefiklere bildirilen tüm katkıların bir genel görünümünü sunacaktır."
Madde 6 ise 'gerekçe' kısmını aydınlatıyor: "Müttefikler, bu taahhüdün kapsadığı askeri desteğin yanı sıra Ukrayna'ya siyasi, ekonomik, mali ve insani destek sağlamaya devam etmeyi amaçlıyor."
NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in şu sözleri 'mevzuyu' daha da aydınlatıyor:
"Rusya'nın savaştaki zaferi, NATO'nun başarısızlığını görmek isteyen İran, Kuzey Kore ve Çin'i güçlendirecek. Yaklaşık yarım milyon kuvvetimiz ittifakın doğu cephesinde hazır durumda."
Dünya savaşlarına giden yolun taşlarının sessiz sakin döşendiği süreçten baya baya 'savaş tamtamları' çalınan dünyaya gidiyoruz.
Bir yandan ABD, 2026'da Almanya'da uzun menzilli silahlar konuşlandırmaya başlayacağı duyurulurken Sırbistan Cumhurbaşkanı Vucic, "Elimizde ne zaman fazla para olursa altın alacağız" açıklamasıyla Polonya'nın ifade ettiği 'hazırlığı' nasıl yaptıklarını anlatıyor.
Diğer taraftan Suudi Arabistan, G7 ülkelerinin Rusya'nın dondurulan varlıklarına el koyması halinde, elindeki Batı ülkelerine ait tahvilleri satmakla tehdit ettiği haberleri düşüyor.
'Saflar sıklaşıyor', 'bloklar kuruluyor'
Amerika'nın Sesi tarafından "Herhangi bir NATO ülkesinin teorik olarak Rusya'nın hibrit operasyonları nedeniyle 5. madde kapsamında koruma talep edebilir" haberinin verilmesi de düşündürüyor.
İşte bu kadar 'gerilim'in arttığı bir zamanda, 2026 NATO Liderler Zirvesi'nin Türkiye'de düzenleneceği duyuruluyor.