“Beşar’ın kara ordusu kalmadı. 18-19 yaşındaki acemi erleri bizim karşımıza sürdü. Özellikle Halep’te çarpışan arkadaşlarımızın içi kan ağlıyor, çoğu kez tetiği çekmeye elleri varmıyor. Bu çocuklar savaşı bilmiyor, o nedenle kendilerine, vakit varken kaç git diye bağırıyoruz, ama kaçamıyorlar, çünkü arkalarında bekleyenler onları vuruyor. Halep’in Salahaddin bölgesinde bu çocukları kurtarmak için üç günlük geri çekilme yaptık, ki, arkalarında bekleyen komutanları ve Nusayri çeteleri bu çocukları cezalandırmasın. Sonra mecburen geri aldık.”
Bu sözler Suriye muhalefetinin önde gelen isimlerinden birine ait, uzun telefon görüşmemizde anlattıklarının belki de en çarpıcı satırları.
Şimdi… “Bazı arkadaşlar”, burunlarının dibindeki bir savaşı Los Angeles Times, Guardian veya Herald Tribune gazetelerinden takip edip k.ıçlarını kaldırmadan sözde analizler yazıyorlar ya, artık, “birinci elden haberleri” aktarma zamanıdır.
Devrim yerleşiyor…
HALEP SORUNU:
Halep, çevresiyle birlikte 5 milyon nüfusa sahip çok önemli bir kent. 3.5 milyon şehirli, 1.5 milyon taşralı. Halep’e giren devrim güçleri genel olarak kırsal kesim insanlarından oluşuyor. Bunlar cesur ve savaşçı insanlar ama kent kültürü açısından ciddi eksikleri var. Halep’teki kentli nüfus, devrim hareketini desteklemesine karşın bu savaşçılara karşı soğuk kalmayı tercih ediyor. Halepli tüccar kentin yapısının bozulmasını köylü gördüğü savaşçının sosyal müdahalesini istemiyor. Kentin yüzde 70’i devrimcilerin elinde fakat bu soğukluk tam kontrolü sağlamakta engel(di.)
ÇÖZÜM YAPILANMA GETİRDİ:
Halep sorunu çözüldü. Öncelikle Halepli kentli gençler silahlandılar ve kentlerinin güvenliğini sağlama konusunda inisiyatif aldılar. Bu, devrime karşı bir yapılanma değil. Nitekim devamında, Halep’in ileri gelenleri, aydınları, Mahali Yönetim Konseyi’ni kurarak kent yönetimini Baas’tan devraldılar. Kent artık rejimin değil, Mahalli Yönetim Konseyi’nin kontrolü altında ve devrim güçleri bu konseyin otoritesini kabul etmiş durumda.
BAĞIMSIZ MAHKEMELER KURULDU:
Devrim güçleri ile Mahalli Yönetim Konseyi’nin geçen hafta vardıkları anlaşma çerçevesinde Halep’li hakim ve avukatlar “bağımsız mahkemelerin devreye girmesini” sağladılar. Bu mahkemelerin birinci görevi devrim güçlerinin kentte yapabileceği yargısız infazları önlemek. Özgür Suriye Ordusu, mahkemelerin bağımsız kararlarını kabul edeceğini ve yakalanan devrim karşıtlarının oluşturulan cezaevine konulmasını kabul etti.
DEVRİMCİ ASKERİ KONSEY’LER KURULDU:
En büyük zaaf, askeri örgütlenme düzeyindeydi. Direnişin çok büyük bölümünü silahlanmış siviller yürütürken, Baas ordusundan firar edip kendi birliklerini oluşturan askerler daha etkisiz kalıyordu. Bu ayrılığın giderilmesi ve ÖSO’nun düzenli bir ordu haline getirilmesi için Devrimci Askeri Konsey’ler kuruldu. Silahlı sivil birlikler ÖSO saflarına geçmiş komutanların emrine girdi. Halep’te albay, Humus’da iki albay, Şam’da general bölgede savaşan birliklerin komutanlığına getirildi. Devrimci Askeri Konsey, özellikle Türkiye’de yaşamayı tercih eden firari askerlere de, “ya ülkeye dönüp rütbelerinle görev alırsın, ya da yurtdışında askeri kimliğinle hareket edemezsin” mesajını önceki gün gönderdi.
ASKER SİVİLİN KONTROLÜNDE:
Varılan anlaşma çerçevesinde Devrimci Askeri Konsey’ler, Halep, Hama, Humus, İdlib’de oluşturulmuş Mahalli Yönetim Konsey’lerinin kontrolüne girdi. Komutanlar, Konsey’lerdeki sivillerin talimat ve bilgileri doğrultusunda hareket edebilecekler. Bu yapılanmada ülkenin yüzde 80’ini kontrol altına almış ÖSO’nun, sivil halkın tam desteğini sağlama yönündeki hassasiyeti büyük rol oynadı.
ABD-Rusya: Gizli ittifak!..
Los Angeles Times veya Guardian bunları anlatmıyor, acaba neden? Bu sorunun yanıtı da yine aynı kaynağımızın şu sözlerinde saklı:
“İsrail’in güvenlik endişesi, Batı’yı artık Rusya’dan farksız bir noktaya sürüklemiş durumda. Onlar, bizim rejimi yıkmamız halinde Suriye devletinin de yok olacağını sanıyorlar. Oysa devlet kalacak, biz yeni yapılanmamız ile bunu ispatlıyoruz zaten. Amerikalılar ve Ruslar ile yaptığımız görüşmelerden bir gerçek ortaya çıktı. Birincisi, ikisi de Beşar’ın gitmesini ama çürümüş haliyle rejimin kalmasını istiyorlar, ikincisi, Türkiye’nin bu krizden tek başına zaferle çıkmasını engellemeye çalışıyorlar.”
Bilmem, anlatabildim mi?