ABD, evet... Suriye’yi bombalayacak. Ancak bu harekat o kadar didiklendi, dillendi ve kurcalandı ki, harekatın hedefi Beşar Esad dahil herkes olacakları biliyor.
Obama usulen Kongre’den onay istedi. Onay gelse de gelmese de vuracağını duyurdu, buna yetkisi var. Ancak ABD Kongresi’nde olay iç siyaset sarmalına bulandı, Obama’nın şahsi meselesi haline getirildi ve Obama’yı sevenler ile sevmeyenler arasındaki itişmeye döndü.
ABD kamuoyu savaştan bıkmış, ekonomik sıkıntı sürüyor sokaktaki adam -Eyvah, yeni bir Irak, Afganistan olacak- refleksiyle, -Hayır- diyor. Yönetim ikna için Kongre’ye odaklanırken tezkereyi geçirmek uğruna o kadar çok ayrıntı verdi ki, harekatın gerçekten caydırıcı olacağı tartışmalı. Sadece füze atılacak, uzaktan bombardıman olacak, sivil bölgelerden uzakta hedefler seçilecek, asker postalı yere değmeyecek, rejim değişikliği yok, rejimin çöküşünü sağlayacak bombardıman yok, Irak olmayacak, Afganistan olmayacak... O yok, bu yok... Öyle hafifletildi ve sınırlandırıldı ki Dışişleri Bakanı Kerry bir noktada -Bu klasik anlamda bir savaş değil- bile dedi... Sonra Kerry -Beşar Esad bu bombardımandan sonra ayakta kalacak ve bundan gurur duyacak... Ama sonuçta gidecek- dedi.
ABD ordusunda öyle bir bütçe sıkıntısı var ki, harekatın masrafı herkesi düşündürüyor. Adı verilmeyen -Arap ülkelerinin, Beşar’ı devirecek heaket yapın, parasını verelim- dediklerini Kerry duyurdu. ABD yönetimi bu dar zamanda mali desteği takdirle karşılar.
Suriye’de yeni bir savaş başlamıyor. 100 bin ölüyle savaş zaten vardı ve halen sürüyor... ABD müdahalesiyle savaşın yeni aşamasına geçiliyor. Kırımın bitmesi, ancak Şam’ın askeri gücünün kırılmasına bağlı.
Bombardımanın şekli değişmez mi?
Değişebilir ve bu değişimden Beşar memnun kalmayabilir. Şimdilik herkes tezkerenin geçmesine odaklı. Ancak Senato komite oylamasında Senatör McCain değişiklik önergesiyle -arazide askeri dengenin değişmesi- ibaresini metne ekledi ve ‘Evet’ oyu verdi. Tezkerede yoruma açık boşluklar var. Bombardıman sanılandan daha sert geçebilir. Rejimin yıkılması hala beklenmiyor, ama dizlerinin üzerine çökmesinde sakınca yok.
Neden şimdi harekat ?
Rejim kimyasal silah dahil, eline ne gelirse daha yaygın ve cesurca kullanmaya başladı. Birileri birşey demezse, daha da azacak. O yüzden ABD istemeyerek de olsa harekete geçme gereği duydu. Yönetim -İsrail, Ürdün, Türkiye’ye sözümüz var, müttefikleri korumalıyız... Bu sözü tutmazsak, İran, Kuzey Kore sevinir ve kredibilitemiz kalmaz- diyor. Doğru...
Obama kırmızı çizgilerden çark mı etti ?
Suriye benim şahsi meselem değil, herkesin ortak meselesi- demeye getirdi, ama bir yıl önce açıkladığında çizgiler ABD çizgisiydi. Şimdi sorumluluktan kaçmıyor, -gelin sorumluluğu paylaşın- diyor. Aslında iki yıldır kendisine -Liderlik yap, sorun herkesin ortak meselesi olsun, bu sorunu birlikte çözelim- diyenleri belki şimdi hatırlamıştır. Mesela Türkiye’yi.
Türkiye ne durumda ?
Türkiye Nato-Patriot korumasında. Kerry -Beşar çevreye saldırma aptallığı yaparsa pişman edilecek-dedi... Saldırırsa, Şam’a sınırlı değil, büyük koalisyon harekatı geleceğini biliyor. NATO harekatta-saldırıda belki yok, ama savunma maksatlı harekatta var.
Nasıl bir Suriye:
Beşar gittikten sonra, mevcut etnik grupların iktidar paylaşımı formülü denenecek. Rusya katılımı da gerekli. Bu siyasi formül Irak’ta yürümedi, ama o aşamaya daha zaman var.
Rusya:
Putin bir noktada karar vermek durumunda. Yeni Suriye’nin planlaması için G20’de Obama ile anlaşabilirse, manzara değişir. Putin’in diyaloğa girmesi, BM katılımını sağlayıp Suriye’de çözümü hızlandıracaksa iyi. Yok, operasyonu geciktirip, sulandırıp Beşar’a avantaj yazacaksa, kötü. Putin Obama ile görüşür -Velev ki Beşar gitti, peki sonra ne yapacağız?- diye lafa girerse, o zaman herşey değişir.
El Kaide ?
Kerry Suriye’de direnişçiler arasında radikallerin oranının %15-%25 olduğunu ve direnişçilerin çoğunluğunu -ılımlıların- oluşturduğunu söyledi. -Bölge ülkelerinin desteğiyle, ılımlıların etkinliği artıyor- dedi. Tanınan ve bilinen ılımlı gruplar güçlenirse, silaha kavuşacaklar.
ABD-Türkiye İlişkileri ?
Gayet iyi. Türkiye’nin varlığı, katkısı hayati. ABD’nin yalnız kalma riski taşıdığı noktada Türkiye, özlenen müttefik. -Bölgede yalnız değiliz -diyen yönetim, hemen Türkiye’yi de sayıyor... Bombardımanı ABD-Fransa Cruise füzesi atan ülkeler olarak yapacak. Ancak Türkiye dahil bir dizi bölge ülkesinden askeri-lojistik destek isteyecekler. Bu mutlaka tank-top isteği değil. NATO manevralarında daha önce denenmiş görevler... Harekatın boyutları genişlerse, Türkiye’ye ihtiyaç daha da artacak.
twitter.com/selimatalayn