Terör, terör, terör, terör. İşte yine başlıyoruz. 64 yıldır yaptığını iddia ettiği gibi İsrail “Filistin terörünün kökünü kazıyacak”. Fakat başarısızca. Bu esnada “Filistin’in” son korkunç milis kuvveti Hamas, İsrail’in askeri lider Ahmed el Jabari’yi öldürerek “cehennemin kapılarını açtığını” ilan ediyor.
Hizbullah daha önce bir kaç kez, İsrail’in Lübnan’a saldırarak “cehennemin kapılarını açtığını” söylemişti. Önce bir süper-terörist olan, Beyaz Saray çimlerinde teslim olduktan sonra ise bir süper-devlet adamına dönüşen Arafat, David Kamp’ı konusunda aldatıldığını fark edince tekrar bir süper-terörist olmuştu. O da 1982’de “cehennemin kapıları” hakkında birşeyler zırvalamıştı.
Jabari’nin öldürülmesi bir “nokta hava saldırısıydı”. Tıpkı 1982’de Lübnan’da yaklaşık 17 bin sivilin ya da 2006’da 1200 Lübnanlı’nın, Gazze’de 2008-9’da 1300 Filistinli’nin veya geçen hafta Gazze’de hamile bir kadın ve bebeğin öldürüldüğü saldırıların, İsrail tarafından düzenlenen “nokta hava saldırıları” olduğu gibi. Dün ise Gazze’deki bir evde 11 sivil öldürüldü. En azından Hamas, Godzilla füzelerinin “nokta” saldırısı düzenlediğini iddia etmiyor. Onlar İsrailliler’i öldürmek üzere atılmıştı; erkek, kadın, çocuk fark etmez.
Gerçekte bu İsrail’in Gazze’ye düzenlediği saldırılar için de geçerli. Fakat bunu söylemeyin yoksa Yahudi karşıtı bir Nazi olursunuz; neredeyse İsrail’in 80’lerde memnuniyetle müzakere masasına oturduğu Hamas hareketi kadar şeytani ve tehlikeli. Fakat lütfen bundan da bahsetmeyin. İsrail bu haydut çetesini Gazze’de iktidara gelmeleri ve süper-terörist Arafat’ı yerinden etmeleri için teşvik etmişti! Gazze’de ölen her İsrailli için 16 Filistinli hayatını kaybediyor. 2008-9’da bu oran 1’e 100’dü.
***
Efsane de yazıyoruz. İsrail’in tabii ki “terörün kökünü kazımak” için yaptığı Gazze’deki son savaş öylesine müstesna bir başarıydı ki sözde elit birimleri esir askerleri Gilad Shalit’i, geçen yıl bizzat Jabari tarafından ortaya çıkarılana kadar bulamadılar bile.
Associated Press’e göre Jabari, Hamas’ın “1 numaralı karanlık lideriydi”. Fakat doğum tarihini, ailesini, İsrail’de tutuklu bulunduğu ve Fetih’ten Hamas’a geçtiği yılları bilirken, nasıl karanlık olabilir ki? Madem yeri geldi, İsrail’de tutuklu kaldığı o yıllar Jabari’yi barış yanlısı haline de getirmedi, değil mi? O zaman ağlamak yok; kılıçla yaşadı ve öldü. Fakat bu ölüm, Gazze’de sivilleri öldüren İsrail pilotlarını üzmeyecek.
Washington İsrail’in “kendini savunma hakkını” destekliyor fakat sonra düzmece bir tarafsızlık iddiasında bulunuyor. Sanki Gazze’ye atılan İsrail bombaları ABD’den gelmedi. Nasıl Fajr-5s roketleri kesinlikle İran’dan geldiyse.
Bu arada acınası William Hague son çarpışmanın “esas sorumlusu” olarak Hamas’ı gösteriyor. Fakat bunu destekleyen kanıt yok. The Atlantic Monthly’ye göre son savaşı, İsrail’in sınıra doğru yürüyen ve “akli dengesi yerinde olmayan” bir Filistinli’yi öldürmesi başlattı. Diğerleri olayları başlatanın küçük bir Filistinli çocuğun öldürülmesi olduğundan şüpheleniyor. Fakat silahlı bir Filistinli grup sınırı geçmeye çalıştığında ve İsrail tankları ile karşılaştığında, İsrailliler tarafından vurularak öldürüldü. Bu durumda tüm bu atış müsabakasını başlatan, Hamas değil silahlı Filistinliler’di.
Fakat bu saçmalığı, bu işe yaramaz savaşı durduracak hiçbir şey yok mu? İsrail’e yüzlerce füze düştü. Doğru. Batı Şeria’da binlerce dönümlük arazi, İsrail tarafından Araplar’dan çalındı; sadece ve sadece Yahudiler için. Şimdi orada bir Filistin devleti kurulması için yeterli toprak bile kalmadı.
Fakat bunu gözardı etmeye teşvik ediliyoruz. Bu korkunç çatışmada yalnız iyi ve kötü adamlar olduğu söyleniyor. Batılı ülkeler ise İsrailliler’in iyi adamlar olma iddiasını alkışlarla karşılıyor. Öyleyse pek çok Müslüman’ın Batılılar’dan hazzetmemesinde şaşılacak bir şey yok.
***
Tuhaf da olsa sorun şu ki Batı Şeria’daki eylemleri ve Gazze ablukası İsrail’i, her gün korktuğunu söylediği duruma daha da yaklaştırıyor: İsrail’in yok oluşuna.
Özellikle İran’ın Fajr-5s ve Hizbullah’ın insansız hava araçları ile süren bu füze çatışmasında, iki taraf da yeni bir savaşa ilerliyor. Artık mesele İsrail tanklarının Lübnan veya Gazze sınırını geçmesi değil. Bu, füzelerle, son teknoloji insansız uçaklarla ve bilgisayar saldırılarıyla ilgili. Tabii bunu Müslümanlar yaparsa buna “siber-terörizm” adı veriliyor.
Arap uyanışı artık kendi yolunda ilerliyor: Liderleri halkın ruh halini takip etmek zorunda kalacak. Sanırım Ürdün’ün zavallı yaşlı kralı Abdullah da. Amerika’nın İsrail’in yanında “barış” için soytarılık yapması artık Araplar’ın verdiği zahmete değmiyor. Ve eğer Netanyahu, ilk Fajr füzelerinin gelişinin İsrail’in İran’a düzenleyeceği büyük saldırıyı zorunlu hale getirdiğine inanıyorsa ve İran buna karşılık verip Hizbullah’ı işe karıştırırsa ve belki Amerika’ya da karşılık verirse, Obama bir başka Batılı-Müslüman savaşının içine çekilirse, o zaman ne olacak?
İsrail, Hizbullah’a karşı yürüttüğü savaşlarda rutin olarak yaptığı gibi ateşkes isteyecek. İran dahil, dünyadaki iblise karşı mücadelesinde bir kez daha Batı’nın sonsuz desteğini de.
Ve neden Jabari’nin öldürülmesine methiyeler düzülmesin? İsrailliler’in geçtiğimiz yıl içinde Alman gizli servisi aracılığıyla, bizzat Jabari ile pazarlık ettiğini unutun. “Teröristlerle” pazarlık yapamazsınız, değil mi? İsrail son katliamına Savunma Sütunu Operasyonu adını vermiş. İkiyüzlülük Sütunu daha doğru olur.