Amerika, Avrupa ve bunlar gibi düşünen dış unsurlar Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın gitmesi gerektiğini düşünüyorlar.
Eski büyükelçiler, stratejistler, bazı gazeteler bu konuyu gündeme getirip duruyorlar.
Türkiye'de bir gerilimin olduğu,
Düşünce hürriyetinin olmadığı
Gazeteciler ve akademisyenelerin tutuklandığı
şeklindeki nedenler bu düşüncelerinin göstermelik sebepleri.
Avrupa Birliği geçen hafta Türkiye ile ilgili raporunu açıkladı.
Rapor kabul edilmeyecek bir içeriğe sahip.
Uluslararası kamuoyunun bu şekilde oluşması çok garipsediğimiz birşey değil.
Bu algıyı işlerine geldiği zaman yapıyorlar.
Asıl dikkat edilmesi gereken dışardaki bu algının yurt içindede oluşturulmaya çalışılması.
Türkiyenin önünde terörle ve paralel yapıyla sürdürülen ciddi meseleler varken,sınırlarımızda özellikle Suriye'de ki durum ortadayken zihinlerin karıştırılması, çeşitli fitne tohumlarının atılması anlamına gelecek hareketlenmeler söz konusu.
Fiilen siyaset dışı kalmış Ak Partili siyasilerin çalışmaları
Ak parti içerisindeki telaşa kapılmış endişeli insiyatiflerin artması.
MHP'deki kongre sürecinin etkileri.
Dokunulmazlık, yeni Anayasa gibi konuların tartışılma biçimi ve uzantıları düşünüldüğünde; tüm bu konularda başkaca amaçların elde edilmeye çalışıldığı görülmektedir.
“Büyük resim”değerlendirmelerinden çok hazzetmesem de olup bitenler sürekli bu kavramı gündemde tutuyor.
Bu yazının konusunun oluşmasına çokça sebep olsa da somut sebep şudur.
Geçen gün MHP ziyaretimizle ilgili olarak bir gazeteye vermiş olduğumuz röportajın nasıl algı oluşturmak amacına kurban gittiğini görmüş olmamdan kaynaklanmaktadır.
Anladım ki medyada da yeni tasarlamalara uygun bakış açıları gelişmektedir.
Bu durumun bilinçli bir tarafı olmadığına inanmak istiyorum.
Ciddiyetin terk edilmiş olduğu zamanların kralı olan duygusallık bizi hangi mecralara iter bilemeyiz.
Kendimizi toparlama sürecimiz hangi yükleri sırtımıza bindirir,bunu da “karar”laştıramayız.
Hakan Albayrak’ın Sayın Cumhurbaşkanına hayranlıklarını dile getirirken terk etmiş olduğu ciddiyetinin sonraki zamanda yakınlarına ciddi şekilde dokunarak toparlandığını biliyoruz.
Beşer hayranlığı değil ciddiyeti içeren bir dostluğu ve duygusallığın hakim olduğu bir samimiyeti içermeli.
Son on beş yılda sürüdürülen mücadelenin kahramanı Tayyip Erdoğan'dır.
Şimdi şehir göründü.
Ve sizler göstermelik kentliliğinizle kahramanın şehirden uzak bir yerde sizide getirdiği yerde yaşaması gerektiğine dair şeyler terennüm ediyorsunuz.
Ruhunuza paralel vesvesenizle baş başa kalınız.
Haklılığınıza dair sözlerinizin eylemlerinizle hiç bir ilgisi yoktur.
Bu çağın soylusu kim olacak henüz kararı verilmiş değil.
Kahraman daha yeni başlıyor haberiniz olsun.
Dizilen yeni müfrezenin burdan görünümüne bir bakın hele.
Bir çok eksikle bile heyecan verici duruyor yeryüzünde.
Kahraman ve bizler hayranız bu heyecanın sadece kendisine.