Türkiye, tüm engelleme teşebbüslerine rağmen dünyanın dört bir yanında insanî faaliyetlerini artırarak sürdürmeye devam ediyor.
Bu insanî faaliyetler sadece bir alanla sınırlı değil. Kendisine gelen taleplere göre Türkiye artık insanî faaliyetlerini çeşitlendirme ve bunu sahada gerçekleştirebilme kabiliyetine ve gücüne sahip bir ülke. İçinde bozulmuş gıdaların olduğu üç beş gıda kolisi ve yırtık beş on çadır göndermekle övünüldüğü günlerin çok ötesinde yeni bir Türkiye var.
Son yıllarda Türkiye; din, dil, ırk ayrımı yapılmadan mazlum ve mağdurların sığınağı bir ülke olmayı da geride bırakıp haksızlığın, zulmün olduğu yerde mazlum ve mağdurdan yana müdahil olan bir ülke oldu.
Her alanda savunmayı değil taarruzu benimseyen bir yönetimle Türkiye sömürgecilerin, işgalcilerin planlarını bozmakta. Türkiye açık ve örtülü insanî faaliyetlerini taarruz şuuruyla sürdürmeye devam ediyor; işte Suriye, işte Libya, işte Katar, işte Akdeniz, işte Somali, işte Azerbaycan, işte Kıbrıs…
Mazlum ve mağdur halklar hangi insanî ihtiyaçları varsa Türkiye o ihtiyacı yerine getirmekte tereddüt etmiyor; gıda isteniyorsa gıda, mesken isteniyorsa mesken, savunma isteniyorsa savunma araç ve gereçleriyle Türkiye mazlumun seslendiği yerde.
Türkiye mâzide olduğu gibi bugün de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde mazlumun sesine yankı olan vatandır!
Tekerleklerine çomak sokulanların Türkiye’de gazeteci satın almaları da bundandır. Satın aldıkları gazeteciler üzerinden Türkiye’nin dünyanın dört bir tarafında yürüttüğü insanî faaliyetleri karalamak, mezkûr insanî faaliyetlerin bânîsi Recep Tayyip Erdoğan hakkında tezvirat yayarak halkın Erdoğan’a olan teveccühünü kırmak istediler ama olmadı. Para yağdırdıkları, maaşlarına 6 kat zam yaptıkları, kendilerini ‘Türkiye’nin özgür ve bağımsız gazetecileri’ olarak tanıtan özneler Erdoğan’ı iktidardan indirecek ortamı bir türlü oluşturamadılar. Kendi yaptırdıkları anketlerde bile Recep Tayyip Erdoğan’ın birinci sırada çıkmasını saklayamıyorlar.
Tekerleklerine çomak sokulanlar öylesine çaresizler ki, para yağdırdıkları gazeteci öznelerin işe yaramadıklarını bildikleri hâlde para vermekten vazgeçemeyeceklerini bir raporla deklare ediyorlar. “Elimizde bunlardan başka bir alet de kalmadı” diyorlar; PKK, FETÖ, Batıcı Gezi ayaklanması, ekonomik saldırılar… Akla gelecek her şeyi denediler, kirli savaşın her türlüsüne tevessül ettiler ama olmadı!
Ellerinde kala kala, “Erdoğan yarın gidiyor; bugün gidiyor; 10 dakika sonra gidiyor; az sonra gidiyor; birazdan gidiyor” başlıklı videolar çeken ve yazılar yazan, kıymetleri kendinden menkul gazeteci özneleri kaldı.
Halkına yabancılaşmış özneler kendilerini uluslararası şahsiyetsizler pazarında satılığa çıkartırken, halkıyla birlikte tüm mağdur ve mazlum halklara kucak açan Recep Tayyip Erdoğan aldığı dualarla dimdik ayakta; hiçbir zaman anlayamayacakları nokta da burası!..
Satılık gazeteci öznelerine bir tüyo vererek yazımı sonlandırayım da insanlık bende kalsın: Patronlarınızın sonu geldi, çok yakında gidiciler, aldığınız dolarla da kâğıt parçası olacak bir an önce altına çevirin!