Yerel seçime 7 ay kaldı ama sokağın gündemine henüz giremedi. Yaz rehaveti de etkili bunda, Ramazan da...
Ancak partiler için durum böyle değil. Tatilde olan siyasi aktörlerin bile tek gündemi yerel seçimler, aday adayları, muhtemel rakipler, seçmen tabloları, anketler...
AK Parti’de adaylık kriterleri de, yöntemleri de belli. Başbakan Erdoğan, ‘milletvekili olarak 3 dönemini dolduran bazı bakanların belediye başkanı olabileceğini’ açıklamıştı. Bu nedenle bazı isimler şimdiden bazı kentlere yakıştırılıyor. Ancak bunun için yine Erdoğan’ın 2011 seçiminden sonra verdiği ‘ikinci yarıda kabine değişikliği olabilir’ mesajının gerçekleşmesi gerekiyor.
AK Parti’nin hedefi, 2008’deki gibi bir düşüş yaşamamak. O nedenle aday belirlemede ‘hatır’dan çok ‘anketler’ etkili olacak. Elbette, yerel seçimlerde ortaya çıkan Türkiye geneli oy oranı genel seçim oy oranını yansıtmaz. Ancak, bu kez yerel seçimden 4 ay sonra Cumhurbaşkanlığı, ondan sadece 9 ay sonra da genel seçim yapılacak. Yerel seçimde alınacak sonuç, sonraki iki seçim için, en azından moral etkisi yapacaktır. Sadece kazanacak değil, ‘oyları arttıracak aday’ titizliği bu yüzden.
CHP’de ise durum daha farklı. En önemli fark partinin ‘üçlü koalisyon’ olması. Bu da ‘kazanılması garanti’ belediyelerin koalisyon grupları arasında paylaşılması demek. Kazanılması muhtemel ve kaybedilme riski bulunan belediyelerde ise adaylar daha çok ‘kişisel güçlerine’ göre paylaşılacak.
CHP, “İstanbul’u alan Türkiye’yi alır” gözüyle bakıyor İstanbul’a. Bu yüzden de ‘artı oy getirecek aday’ üzerinde duruluyor. Bu profilde de tek kişinin adı öne çıkıyor: Mustafa Sarıgül. Ancak Sarıgül’e ilişkin iki ciddi sorun var. Bir; Baykal döneminde CHP’den ihraç edilmiş olması. İki; parti içinde İstanbul teşkilatına ve seçmenine en hakim durumda olan Gürsel Tekin’in de adaylığı istemesi.
Bugüne kadar Ankara’da Tekin cephesinden “Sarıgül’ün adaylığı artık sözkonusu bile değil” fısıltıları geliyordu. Ancak durum o kadar net değil. CHP’yi izleyen deneyimli STAR muhabiri Neşe Sarıdoğan, Sarıgül’ün ‘yeni parti’ projesini ‘şimdilik’ rafa kaldırdığını ve “CHP’den adaylığı kabul ederim” mesajını Ankara’ya gönderdiğini yazdı. CHP’deki üç kanatta da “İstanbul’un alınacağı” kanaati oluşursa Sarıgül’de uzlaşma sağlanabilir. Ancak bu karar verilirken, Sarıgül’ün “önce İstanbul, sonra CHP liderliği” hedefi de tartışılacaktır. Ancak CHP’nin ‘taktik başarı’ ihtiyacı bugün ‘stratejik tehdit’ten daha önemli.
Babalar hep haklıdır
...
‘Sensiz sohbet olmazmış’ sözüne kanan benim
Belki bir ömür boyu sana inanan benim
Kabahat senin değil seni dost sanan benim
Duman senden çıkıyor aslında yanan benim.
Ş. Ahmet Kartoğlu
Sigarayla tiryakinin atışmasını yazdığı uzun şiirinin son dizeleri buydu. Muntazam kat izleri açılıp okunmaktan belirginleşmiş kağıdın altındaki tarih sanırım 1982’ydi.
Farkına vardıktan sonra da yanmaya devam etti ve nihayet söndü...
Terastan Topkapı Sarayı’na bakıp “Dedem buradan dünyayı yönetti, biz ise manzara seyrediyoruz” hayıflanmasını mı ‘son söz’ olarak kayda geçmeliyim, yoksa “Kendinizi yakmayın” uyarısını mı bilmiyorum. Ama benim için akciğerindeki kanseri öğrendiğinde, “Allah bana sevgili Peygamberi’nden bile 3 yıl fazla ömür verdi, daha ne olsun” dediği an unutulmaz olacak.
Bizi haktan yana yetiştirdi, inşallah Hakk’ın yanında da onunla oluruz...
Doğru, dürüst bir adamın ardından doğru dürüst bir çift laf edememekten muzdaribim.