Santrforsuz bir sistemle sahaya çıkan Trabzonspor, orta sahayı kalabalık tutup araya sızmalarla gol atma düşüncesini ortaya koydu. Bu taktik dünyada Barcelona tarafından uygulanan ve yapılabilirse rakibi perişan edebilecek bir taktik. İşin garibi Kasımpaşa da aynı taktiği haftalardır uyguluyor. İki takım da yılın son maçını hakikaten iyi oynayarak bitirme peşindeydi. Müthiş bir mücadele örneği gösterdiler. Trabzonspor deplasmanda ilk defa bu kadar bilinçli ve dengeli bir oyun ortaya koydu. Hatta iyi oynadığı bir süreçte Cavanda’nın sorumsuz müdahalesi penaltıyı doğurdu. Trabzonsporlu futbolcular hiç morallerini bozmadan devam edince Yumlu kornerden nefis vuruşla beraberliği sağladı. Maç gollerden sonra seyredilmesi güzel bir mücadele olarak devam etti. Kasımpaşalı Eren ve Alpaslan Trabzonspor savunmasını zorladı.
Mücadele ikinci yarıda zirve yaptı. Kasımpaşa ligimizin en çok pas yapan ve de hatasız pas yapan futbolcularından kurulu bir takım. Aynı şekilde pas yaparak karşılık vermeye çalışmak, Trabzonsporlu futbolcuları çok yordu. Dolayısıyla savunma pozisyon vermek durumunda kaldı.
Santrforsuz düşünülen sistem Kasımpaşalı savunma oyuncularının oyuna daha çok katılmasını sağlamaktan başka bir işe yaramadı. Maçtaki mücadele iki takım açısından da olumlu. Ama Trabzonspor açısından hoş olmayan şey, Karadeniz ekibinin bir maçta bu kadar mücadeleye rağmen rakibe mahkum olarak oynaması idi.
Kasımpaşa’nın baskısı, Trabzonspor’un kontraları sonuç vermedi. İkinci yarıda Kasımpaşa, Scarione ile yüzde yüz bir fırsatı harcarken, kaleci Ramazan’ın hatasından Mehmet Ekici yararlanamadı. Sonuçta Kasımpaşa ile Trabzonspor puanları bölüşüp sezonun ilk yarısını noktaladılar.
Aytaç devamlı oynatılırsa gelecek sezon bu takıma çok faydalı olacağını göstermeye başladı. Kaptan Onur yine iyi idi. “Trabzonspor kalecisi iyi idi” diye yazmaktan yoruldum.
Şampiyonluğa oynayacak bir kadro peşinde olanlar, Trabzonspor maçlarının sonunda kalecisinin çok az konuşulduğu bir kadro kurmak zorundadır.