Fenerbahçe’yi Tuzla deplasmanında teknik patron Vitor Pereira gençlerden oluşan rotasyonla sahaya sürdü. Maçın hemen başı ilginç görüntülere sahne oldu. Oyun başlar başlamaz sahanın dışından atılan taşlar hangi gayelere hizmet ediyordu anlamakta zonlandım. Olsa olsa provakatör sahnelerine hizmet ediyordu. Böyle olunca da maça ister istemez gölge düştü. Mücadele dakikalarca da durmak zorunda kaldı.
Maça dönecek olursak; Fenerbahçe adına önce Uygar, daha sonra da Tuzlaspor adına Okan’la kaçırılan goller vardı. Yasir’in golüyle Fenerbahçe öne geçti geçmesine ama, Yasir orta yaptı, gol oldu ve bu şans golü olarak kayıtlara geçti. Fenerbahçe Ramazan’la Tuzlaspor kalecisinden dönen topu gole çevirerek farkı ikiye çıkardı. Okan’la da Tuzlaspor da bir gol attı. Bu golde Fenerbahçe savunmasını belirli yanlışlar içerisinde gördük. Tuzlaspor’un bu golden hemen sonra Bülent’le kaçırdığı gol, Fener adına tehlike sinyalleri veriyordu. Hasan Ali ile Kadlec de kale dibinden atamadıkları gollerle maç skoru Fenerbahçe’nin lehine bir farkla kapandı.
Büyük takımlar böylesi maçları pek sevmezler. Rakibini hep küçük görürler. Beklenen düzeydeki futboldan çok uzak kalırlar. Hani “maç bir an önce bitse de evimize dönsek” diye düşünürler. Nitekim de öyle oldu. Olağanüstü top kayıplarıyla oynayan Fener organize ataklarla skor kazanan değil, şansla mansla kazanan oldu.
Allah’tan geçmişteki “Pendik Faciası”nı yaşamadılar da öyle veya böyle kazanınca kulüp olarak angarya bakılan Ziraat Türkiye Kupası’nda yollarına devam ettiler.