Çocuklar konuşmayı öğrenmeye başladıklarında haliyle pek çok hata yapar, bu hataları da kapasiteleri doğrultusunda anne-babaları düzeltir. Zaman geçer çocuklar büyür, okula gitmeye başlar. Hala bilmedikleri, öğrenmeleri gereken pek çok şey vardır ve dolayısıyla hata yapmaya devam ederler, yaptıkları hataları bu kez öğretmenleri düzeltir. Üniversitede akademisyenler klavuz olur gençlere, yeni doğru bilgiler kazandırmayı hedeflerler, az hata yapmaları için. Peki ya sonra? Öğrencilik günleri resmi anlamda bittikten sonra ne oluyor? Sonrasında herkes her şeyi öğrenmiş mi oluyor? Ya da şöyle sorayım: Eğitim hayatları bitince insanların öğrenme limitleri dolmuş mu oluyor? Hangi kaynakları, kitapları, bildirileri, makaleleri ya da kimleri klavuz kabul ediyor insanlar? Zihnini belli bir yaş ve hayat tecrübesine erişince öğrenmeye kapatanlar, inatla yanlışın peşinde koşan, yanlışın öğrenilmesini destekleyenler var ülkemizde. Sandy Tayfunu bana bunu öğretti bir kez daha, o yüzden dehşete düşmüş durumdayım.
ABD, tarihinin en şiddetli tayfunlarından birini yaşıyor. Maddi manevi ciddi hasara neden olan bir hava olayıdır tayfun. Aslında isimleri siklondur bunların, tayfun veya orkan da denilebiliyor. İngilizce karşılığı ‘hurricane’. Fakat nedense, tüm sözlükler, tüm çevirmenler bunu kasırga olarak çevirir, tüm haber ajansları, basın kuruluşları, gazete ve te-levizyonlarda kasırga olarak kullanır. Yıllardır süregelen bir yanlış anlaşılma var ortada. Bu aslında tayfun desek de herkes kulaklarını tıkıyor, bu yanlış kullanılan kelime bir türlü düzeltilmediği gibi yanlış her geçen gün daha geniş kitlelere öğretiliyor. Kimse bunu düzeltmiyor ve daha kötüsü bizim gibi düzeltmeye çalışanlar da engelleniyor.
TAYFUN VE KASIRGA FARKLI ŞEYLER
Eleştirimin hedefinde öncelikle, basın ve medya çalışanları var. Yazılı ve görsel medya, kitle iletişim araçlarının en önemlilerinden olduğuna göre dilin doğru ve düzgün kullanılması çok önemli. Doğru hecelere, kelimelere, doğru vurgular yapmaktan, doğru tonlamadan bahsetmiyorum. Kelimelerin gerçek anlamlarıyla kullanmaktan, bilgiyi doğru vermekten bahsediyorum. Tayfun ve kasırga iki farklı hava olayı. İkisine aynı muameleyi yapmak ve bunu inatla sürdürmedeki mantığı anlamakta zorlanıyorum. “Bu haliyle daha iyi algılanıyor, herkes böyle biliyor, bu kulağa daha güzel ve efektif geliyor, boşver doğrusunu” mantığından kurtulamayanlar zihinlerimizi eskimiş ve yanlış bilgilerle dolduruyorlar. Türkiye tayfun olma ihtimali olan bir ülke değil, dolayısıyla burada insanlar tayfunun ne olduğunu bilmiyor. Fakat Türkiye’de kasırga olmuştur ve yine olma ihtimali var. Basın ve medya aracılığıyla insanların duyduğu ‘hurricane’ olayını kasırga diye hatalı çevirip sonrada inatla değiştirmemek çok komik.
Ben yıllarca verdiğim mücadelede teslim bayrağını çekiyorum ve işi Türk Dil Kurumu’na (TDK) devretmek istiyorum. Buradan TDK’ya çağrıda bulunuyorum. Lütfen tayfun ve kasırga kelimelerini eş anlamlı olarak tanımlamayın ve her ikisinin farklı anlamları olduğunu belirtin. Öğrenci, öğretmen, gazeteci, mühendis pek çok insan anlamını bilmediği kelimelerde TDK’yı resmi kaynak kabul ediyor. İşin bilimsel boyutunu TDK önemsemezse hiç kimse önemsemiyor. Eğer tayfunları kasırga olarak isimlendirirsek, kasırgaları nasıl ifade edeceğiz? TDK, akademik makalelerde geçen kelimelerin tanımlamalarını konularında uzman insanlara yaptırmalı, yoksa bu kargaşa giderek yaygınlaşacak ve biz derdimizi hiç kimseye anlatamayacağız.
AMAN KİLONUZA DİKKAT!
KİLO alma sezonu açılıyor. Hava soğudukça enerji ihtiyacımız ve yediklerimiz artacak.