Aslında söylenecek çok şey yok...
Lakin Engin Ardıç ustanın dediği gibi Babıali'de bazı puştlar varsa, birileri bunların puşt olduğunu söylemeli!...
Felaket, afet, suikast, terör, sabotaj, kaza..vs, fark etmiyor onlar için...
Yeter ki kriz çıksın, acı yaşansın, birileri ölsün.., sevinçten etekleri zil çalıyor…
Yeryüzündeki en kutsal şey olan insan hayatının bir önemi yok onlar için…
Ar damarları yırtılmış…
Akıl, izan, mizan kalmamış…
O bitmez tükenmez kinlerini kusarken 301 şehidi kullanmaktan haya etmeyecek kadar hayasızlar….
İnsanların acıları tazeyken, patlamayla yayılan kömür tozları henüz havadayken, Soma’daki trajediye ‘gerçek darbe’ diyecek kadar çukurlaşmışlar…
Şehide, ".... Yoluna gitti Niyazi.." diyecek kadar alçak ve namussuzlar!
Hele biri var ki, ondaki hayânın bam teline vursan, küçücük bir tını bile duyulmaz!…
Vatandaşa (siyasi tercihinden dolayı) ‘bidon kafalı’ diyecek kadar ahlâksız…
Bir vekile atılan yumruk için ‘adaletin tokmağı’ diyecek kadar faşist ve sefil!...
Uludere’de hayatını kaybetmiş insanlara 'katır' benzetmesi yapacak kadar öküz..,
Ve nihayet Soma'da hayatını kaybedenlere 'AK Parti'ye oy verdiniz, müstahaktır!..' diyecek kadar sefil, ahlaksız ve gaddar...
Bir de bu dallamanın 'mezara tükürme' takıntısı var!..
Bak sifon kafalı yazar...
Merak etme, kimse senin mezarına tükürüp, tükürüğünü kirletmez..,
'Def'i hacet' için seni ziyarete gelirler...
Bir kaç 'Toma'yı da, taharet musluğu vazifesi görsün diye orada bekletirler!..
Sonra da, 'buna müstahak' derler!..
E hadi o zaman.., sen şimdiden çek sifonu, sifon kafalı!..
***