Daha önce bir kaç kez yapılmış bir araştırmaya göre; ilk yarıyı lider bitiren takımlar, lig sonunda genellikle şampiyon oluyormuş... Ama Medipol Başakşehir; üst üste üçüncü kez ilk yarı lideri olmasına karşın, henüz şampiyon olamadı. Ama bu kez eli kulağında...
Çünkü takım kurgusu en çok rayına oturan, oyun şablonu belirli stratejilere mutlak sadık kalan, ilk onbiri birbirinden farklı ve kopuk yelpazeler oluşturmayan yapısıyla; Başakşehir bu kez şansını kıracak gibi görünüyor.
Dört büyükler içinde (G.Saray’da Muslera dahil), ilk yarının tüm maçlarında 90 dakika oyunda kalmış hiçbir futbolcu yok. Ama Başakşehir’de kaleci Mert Günok bunu başardığı gibi; Caiçara ve Epureanu birer maç eksiği ile, kadroda en istikrarlı yer alan isimler... Oysa Beşiktaş’ta böyle bir süreklilik bulunmuyor. Üstelik olmaya yaklaşan aday bile yok.
***
Başakşehir’en en büyük eksikliği, iddialı rakiplerine göre daha düşük tempoda kalması. Kendisini öne geçiren golünü attığında, daha da fren yapıyor. En büyük handikapı bu...
Abdullah Avcı; belirlediği taktik stratejisini sahada uygulama konusunda, oyun disiplini sorunları yaşamıyor. Birbirine zıt karakterleri, homojen halde tutmada büyük başarı gösterdi. “Liderlik/arkadaşlık/hocalık” üçgeninde, ortak ve başarılı bir profil çizdi.
***
İlk yarı sürprizli geçti. F.Bahçe’nin küme düşme potasında kaldığı gerçeği, bununla da sınırlı kalmıyor. Üç büyükler lig tarihinde ilk kez, üçü birden ilk 3’e giremedi. Şaşırtıcı, hatta şoke edici bir tablo... Başakşehir’in en yakın rakibine 6 puan fark yaparak lider olması; güç dengelerinin tamamen darmadağın olduğu bu sezonu, lig sonunda da boş geçirmeyecek gibi görünüyor.
Gerçi oyun kalitesinde ve tuttuğunu koparma noktasında, eski atmosferinde olamasa da, şartlar onları hep en önde tutmaya çok uygun.