Saklambaç 1990’lı yılların en gözde televizyon programlarından biriyidi. Bugün ekrana gelen çöpçatan programlarının da atası sayılır o format. Nurseli İdiz’i o programla tanıdı Türkiye. Bir dönem Türkiye’nin en beğenilen kadınlarından biri oldu, attığı her adım, söylediği her cümle takip edildi.
2012 yazında Alaçatı’da çekilen, sarhoş, kontrolünü kaybetmiş, kadın fotoğrafı ister istemez görenlerin canını acıttı. Medya dünyasında geçen hafta çok konuşuldu bu konu, kimi gerçekten üzüldü, kimi leş yiyen akbabalar gibi o üzücü kareleden kendi kariyerine artılar sağlamaya çalıştı. (Ayşe Özyılmazel’in ekranda döktüğü gözyaşlarının samimiyetine inanıyorum, akbaba kategorisinde saydıklarım başkaları...)
***
Bu piyasada bir efsane şeklinde konuşulup duran bir iddia vardır, denilir ki, şöhretinin zirvesinde olduğu dönemde, kıskanç bir yönetici eşinin isteğiyle, Türkiye’nin en büyük kanallarından birinin ekranı Nurseli İdiz’e kapanmıştı. Eski defterleri açmak ya da kim kiminle ne yapmıştı oynamak gibi bir derdim yok. Sadece birkaç fotoğraf karesinin ardına bakabilmek için yazdım bu iddiayı... Hayal kırıklığı insanın canını en çok acıtan duygudur zira insan tanımadıkları ya da sevmedikleri yüzünden hayal kırıklığına uğramaz.Aksine insana hayal kırıklığı yaşatanlar hep tanıdıkları ve sevdikleridir... O birkaç kare fotoğrafta bu duygunun izleri var mıdır acaba?
***
Hülya Avşar 80’lerin başından beri yani 30 yıldır bir kariyer yönetiyor. Aklımda en fazla kalan cümlesi, evliliğinin olaylı bir şekilde sona erdiği dönemde söylediği “Arabada anıra anıra ağladım” cümlesi... Nurseli İdiz’in Hürriyet’te Ayşe Arman’a verdiği röportajı ve durumunu sadece hastalığına bağladığı satırları okurken aklıma yine o cümle geldi. Hata, zaaf, üzüntü de insan içindir, iş ki bununla yüzleşmek mümkün olsun, birşeylerin arkasına saklanılmasın... Hülya Avşar ve Nurseli İdiz... Zirveye çıkmak değil orada kalmak başarıdır diyenlerin haklılığını ortaya koyan iki farklı insan, iki farklı hikaye...
Bu hikayelerde muradına eren kimdir, birşey diyemem, sadece bir fotoğrafa arkasındakilerle bakabilmek gerektiğini söyleyebilirim.