Geçtiğimiz gün katıldığım bir televizyon programında ülkenin mevcut durumunu tartıştık.
Eğitim sistemimizdeki noksanlıklar, fikirlerde yaşadığımız ayrışmalar, zihinlerdeki bölünmüşlük ana tartışma konularımız oldu.
Zira son yıllarda bazı spesifik konularda öylesine savrulduk ki, inanılmaz.
Bu savrulma sonucu iyi ile kötü, eğriyle doğru, güzel ile çirkin birbirlerine girdi.
Bu savrulmaların en delisini de dini değerlerimizde yaşadık ve maalesef yaşamaya da devam ediyoruz.
Hayrola Kimsiniz...
Çünkü son yıllarda birileri bizleri, en hassas yerimiz olan bu konu da acımasızca ayrıştırdı, alabildiğine ötekileştirdi.
O birilerine, o garip kesime sorsan Atatürkçüyüm derler ama Atatürk'ten bihaberlerdir, sorsan Müslümanım derler ama tıpkı Atatürkçülükte olduğu gibi dinden de bihaberdirler.
Programda işte tam da bu konulara verdiğim bir örnek çok beğeni aldı.
Ben de bunun üzerine bu örneği köşeme taşımaya karar verdim.
Şuydu hikâye...
Yayında konuklara "şimdi sizlere, öncelerde yazmış olduğum bir telgrafı okuyacağım" dedim.
Telgraf cumhuriyetin ilk yıllarını, meclisin açılacağı günleri anlatıyordu.
Başladım okumaya...
Telgraf...
Ankara'ya acele yazı Ankara, 21.4.1920 gönderilmesi
Kolordulara (14 üncü Kolordu Komutan Vekilliğine), 61 inci Tümen Komutanlığına,
Refet Beyefendiye, Bütün Valiliklere, Bağımsız Sancaklara, Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye Başkanlıklarına
1 – Tanrının lütfuyla Nisanın 23 üncü Cuma günü, cuma namazından sonra, Ankara'da Büyük Millet Meclisi açılacaktır.
2 – Vatanın istiklâli, yüce Hilâfet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi'nin açılış gününü cumaya rastlatmakla, o günün kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Velî Câmi-i Şerifinde cuma namazı kılınarak Kur'an'ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır.
Namazdan sonra, Sakal-ı Şerif ve Sancâk-ı Şerif alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir.
Meclise girmeden önce bir dua okunarak kurbanlar kesilecektir.
Bu merasimde Câmi-i Şeriften başlayarak Meclis binasına kadar Kolordu Komutanlığı'nca askerî birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.
3 – Açılış gününün kutsallığını belirtmek için bu günden başlayarak vilâyet merkezinde, Vali Beyefendi Hazretlerinin düzenleyeceği şekilde, hatim indirilmeye ve Buhari-i Şerif (Hz. Muhammed'in sözlerini içeren hadis kitabı) okunmaya başlanacak ve Hatm-i Şerifin son kısımları uğur getirsin diye cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yerin önünde tamamlanacaktır.
4 – Kutsal ve yaralı vatanımızın her köşesinde bu günden itibaren aynı şekilde Hatm-i Şerifler indirilmesine ve Buhari-i Şerif okunmasına başlanarak, cuma günü ezandan önce minarelerde salâ verilecek, hutbe okunurken, Halifemiz, Padişahımız Efendimiz Hazretleri'nin mübarek adları anılırken, Padişah Efendimiz 'in yüce varlıklarının, şanlı ülkesinin ve bütün tebaasının bir an önce kurtulmaları ve saadete kavuşmaları için ayrıca dua okunacak ve cuma namazının kılınmasından sonra da hatim tamamlanarak yüce Hilâfet ve Saltanat makamı ile bütün vatan topraklarının kurtuluşu için girişilen Millî Mücadele'nin önemini ve kutsallığını, milletin her bir ferdinin, kendi vekillerinden meydana gelmiş olan bu Büyük Millet Meclisi'nin vereceği vatani görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir.
Daha sonra, Halife ve Padişah'ımızın, din ve devletimizin, vatan ve milletimizin kurtuluşu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir.
Bu dinî ve vatanî merasim yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilâyetlerinin her tarafında, hükûmet konağına gelinerek Meclis'in açılmasından dolayı resmî tebrikler yapılacaktır.
Her tarafta cuma namazından önce uygun şekilde Mevlid-i Şerif okunacaktır.
5 – Bu tebliğin hemen yayınlanarak her tarafa ulaştırılabilmesi için her vasıtaya başvurulacak, süratle en ücra köylere, en küçük askerî birliklere, memleketin bütün teşkilât ve kuruluşlarına ulaştırılması sağlanacaktır. Ayrıca, büyük levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olan yerlerde bastırılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır.
6 – Yüce Tanrı'dan tam bir başarıya ulaştırması niyaz olunur.
Telgrafı bitirince yaptığım eleştiri ve değerlendirmem şuydu.
Eğer ben bu telgrafı 15 Temmuz öncesi yazmış ya da bu şekilde okumuş olsaydım, "irticacı subay" diye fişlenir ve sakıncalı şüpheli personel kategorisine alınırdım.
Bahse konu dönemler kül yutmam deyip mangalı boynunda gezdiren Atatürkçü geçinen tayfanın hâkim güç olduğu dönemler olduğu için eminim başıma gelmedik iş kalmazdı.
Oysa bu telgrafı kaleme alan dinsiz diye iftira atılan Atatürk'ün ta kendisiydi.
Atatürk; TBMM'nin açılmasına iki gün kala, meclisin açılış töreninin nasıl yapılacağını planlamış ve planını emire dönüştürüp bu telgrafı tüm Anadolu'ya çekmişti.
Atatürkçüyüm diye geçinen dumanlı tayfa yazdığı bu telgraftan dolayı Atatürk'ü fişler ve "sakıncalı personel" kategorisine alırlar mıydı?
Hiç şüpheniz olmasın...