Fenerbahçe, Avni Aker’de Trabzonspor karşısında oyuna çok iyi başladı. Karşılaşmanın hemen başında Baroni’nin pasını Emre gole çevirmesini iyi becerdi. Fenerbahçe ilk 45 dakikada topu ayağa oynayarak, hücum ağırlıklı görüntü sergilerken Bienvenu’nun bireysel becerisiyle atmış olduğu ikinci Fenerbahçe golü, sanki bu maçın galibi Fenerbahçe müjdesini veriyordu.
Futbolun bu kadar çirkinleştiği bir maç izlemedim. Böylesine kötümser tablonun mimarı maçın hakemi Kamil Abitoğlu’ydu. Vermiş olduğu yanlış kararlar, Fenerbahçe’nin futboluna engel koymak içindi sanki. Oyunun sık sık durduğu korner atışlarında Fenerbahçeli futbolcuların büyük sıkıntılar yaşadığı üstüne üstlük Zokora’nın Emre’ye attığı tekmeye kırmızı kart vermeyen Abitoğlu’nun sarıyla geçiştirmesini hakemlik adına koskoca utanç tablosuydu. Gergin geçeceğini tahmin ettiğimiz bu maçta Trabzonsporlu futbolcular tribün dolduruşuna da girerek, futbol yerine tekme atmayı tercih ettiler. Golcü Burak’ın atmış olduğu golle ortalık biraz sakinleşir gibi gözüktü. Fenerbahçe’de Dia’nin egoist hareketinden dolayı yüzde yüzlük kaçırdığı bir gol vardı. Hemen solundaki Bienvenu’ya pasını verse bu oyuncu boş Trabzon kalesine üçüncü golü rahatlıkla atabilirdi.
Sahanın en iyilerinden Brezilyalı Cristian Baroni, üçüncü Fenerbahçe golünü atarken şampiyonluk ümitlerini Saracoğlu’na taşıdı. Trabzonspor’da Olcan, zaman zaman da Alanzinho’nun iyi futbol sergilediği görünürken, Fenerbahçe’de Baroni, Emre ve Selçuk’un mükemmel futboları ve diğer Fenerbahçeli futbolcuların görev anlayışları farklı galibiyete takımlarını taşıyan oldular.
Trabzonspor futbol adına sahaya çıkmış olsaydı, rakibi Fenerbahçe’ye rahat teslim olmazdı. Gerginliğe varım. Stresi de olağan kabul ederim. Ama futbolun unutularak sahaya yansıtılması Trabzon’un bu maçtaki bu skora mahkum olduğunu söyleyebiliriz. Fenerbahçeli futbolcuların her birini tek tek kutlamak isterim. Böylesine tekmelerin havada uçuştuğunu ama onlar sadece kazanma adına sahada mücadele ettiler. Bu maçı hak eden taraf da Fenerbahçe oldu.