Kaşıkçı cinayetinin en ince detaylarına kadar planlanmış bir cinayet olduğu artık netleşti..
Planlayanların ve işleyenlerin hesaba katmadıkları şahit, planı bozdu ve hem failleri hem azmettiricileri ilk saatlerde deşifre etti.
O şahit hiç şüphesiz Kaşıkçı’nın nişanlısıydı.
Daha önce de yazdığım gibi nişanlısı dışarıda bekliyor olmasaydı Kaşıkçı’nın kaybolduğunu bugün bile öğrenememiş olabilirdik.
***
Tamamı devlet görevlisi olan 15 kişilik cinayet ekibi, bir devlet kurumu olan konsoloslukta ve devletin diplomatik temsilcisi olan konsolosun huzurunda bir vatandaşlarını planlayarak katletmiştir. Yani Suudi devletinin bilgisi dahilinde bir cinayet işlenmiştir!
Durum bu kadar açık ve net iken konsolos utanmadan Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığı yalanını söyleyebilmiştir.
Riyad aynı şekilde Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını açıklayarak kamuoyunu yanlış yönlendirmeyi tercih etmiştir.
Konsolosluk araştırması sekiz gün engellenmiş ama cinayet mahallini yabancı bir ajansa açıp dünya ile alay etmek gibi bir maskaralık yapılmıştır!
***
Olayı deşifre eden nişanlısının Yasin Aktay ve Turan Kışlakçı’yı aramasıyla cinayet, planlayanların elinde patlamıştır.
Evet cinayetin deşifre olmasında en büyük pay Kışlakçı ve Aktay’ındır.
Kışlakçı kamuoyunu bilgilendirerek,Aktay da emniyet ve istihbaratın harekete geçmesini sağlayarak ülkemizin başına örülmek istenen çorap def edilmiştir.
Eğer dünya bu cinayeti konuşuyorsa ve cinayet failleri yakalanmışsa bunu en başta Kaşıkçı’nın nişanlısına ve daha önemlisi Kışlakçı ve Aktay’a borçluyuz.
***
Eğer olay aynı gün kamuoyuna duyurulmasaydı ve emniyet/istihbarat harekete geçmeseydi bugün bizim Suudilere sorduğumuz ‘Kaşıkçı’nın naaşı nerede?’ sorusunu -Aktay’ın altını çizdiği gibi- onlar bize soracaktı, ‘Kaşıkçı İstanbul’da kayboldu nerede?’ diye.
İstanbul’da kaybolduğu için de Türkiye bir anda dünyanın baskısına maruz kalacak imajımız ve itibarımız yerlerde sürünecekti.
Fakat Aktay ve Kışlakçı cinayeti deşifre etmişler, hükümet de küresel boyut kazanan bu krizi başarıyla yönetmiş, Türkiye düşürülmek istenen tuzaktan kurtulmuş,tuzağa bizzat hazırlayanlar düşmüştür.
***
Krizi başarıyla yöneten Türkiye, delilleri paylaştıkça, dün cinayeti inkar eden merciler önce Kaşıkçı’nın çıkan arbede sonucu öldüğünü açıklamışlar, - bu hikayeyi Trump da inandırıcı (!) bulmuştu- yeni deliller paylaşılınca bu kez planlanarak yapıldığını itiraf etmişlerdir.
CIA Başkanı’nın Ankara’yı ziyaretinden sonra Trump’ın görüşü de değişmiş, önemli devletler mantıklı bir açıklama beklediğini ilan etmiş ve Suudi yönetimi derin bir krizin içine düşmüştür.
***
Birçok sorunun cevabını bildiği halde Türkiye, delilleri gösterip bu cevabı Suudi tarafının vermesini sağlayarak iki ülke arasında çıkartılmak istenen krizin de önüne geçmiştir.
Türkiye’nin tabii ki Başkan Erdoğan’ın bu kriz karşısındaki dirayet ve başarısı dünyadaki dost düşman herkes tarafından takdir edilirken ne yazık ki sadece ana muhalefet lideri ülkesinin bu başarısını gölgelemeye çalışmaktadır!
Evet, Türkiye bu krizi başarıyla yönetmeseydi şimdi Suudiler bizi ‘Kaşıkçı nerede?’ diye sıkıştıracaktı, dünya üzerimize gelecekti.
Şimdi ise biz cinayeti itiraf eden Suudiler’e soruyoruz ‘Kaşıkçı’nın naaşı nerede?’
Cinayeti kim azmettirdi?
Yerli işbirlikçiniz kim?
Şüphelilerin Türkiye’de yargılanmasını reddeden Suudi makamları gerçek azmettiriciyi bulup cezalandıracaklar mı yoksa üstünü mü örtecekler göreceğiz!