Dünya büyüklerinin arasında, paylaşılma savaşına sahne olduğu kesindir.
O nedenle zekâ, konjonktür oluşturma kabiliyeti ve sahadaki güç sentezi kimin elinde olmasından ziyade, kimin bunu derin zekâyı kullanabilmesidir asıl başarı.
Erdoğan elindeki az kozla, büyük iş başarıyor.
Rusya, Ukrayna ve Türkiye üçgeninde; gösterdiği performansta olduğu gibi...
Ukrayna Başkanı'nın Türkiye ziyareti ve akabinde "esirlerin" Zelenskiy'e verilmesi, ciddi yankı uyandırdı.
Batılı kaynaklar sevinç çığlığı atarken, Moskova kamuoyu biraz üzgün, biraz şaşkın, biraz da "satıldık " havası ile olaya baktı.
Tabii Kremlin tutumu önemliydi, nitekim verilen mesajlar; Putin'in süreci doğru okuduğu kanaatini pekiştirdi.
Önce Pekov, "Anlaşmaya uyulmadı, iyi değil bu..." cümleleri ile ilk reaksiyonu verdi!
Erdoğan sessiz, ama ne yapacağını bilircesine sakin ve sükûnetle yolunu yürüyor.
Çokça spekülasyon haberler ve yorumlar devreye girdi; halen de giriyor.
Çünkü Ankara-Moskova hattını sabote etmek isteyenler, sadece Batı'da yok.
Bu kişiler, Moskova ve Ankara'da da az değil .
Lakin Erdoğan NATO ve İsveç başlığına dair öyle bir açıklama yapıyor ki; adeta Master Class tokadı gibi...
Şimdi geçelim kaynaklara dayalı yorumlara:
Zelenskiy NATO zirvesi öncesi, hatta Putin'in Türkiye ziyareti öncesi; Türkiye'ye teşrif buyuruyor.
Tabii haliyle cesurca sataşmalar da yapmadan, kendini tutamıyor.
Mesela, "NATO'nun, Ukrayna ve İsveç tereddütü bitmelidir..." gibi beyanının bir ucu ABD'ye dokunsa da, diğer ucuyla Ankara'ya ayar veriyor kendince.
Tabii karşısında siyasetin ustası var. Erdoğan renk vermiyor, saygıyla dinliyor ve ardından şu cümleleri kullanıyor: "Ukrayna NATO'ya kabulü hak ediyor".
Nasıl bir satranç ama!
ABD, F-16 oyununa karşı Erdoğan, İsveç kozunu devreye sokuyor.
"İsveç'in NATO yolu, Türkiye'nin AB üyeliğinin kapısından geçiyor!"
Nasıl ama?! Tek kelime ile muhteşem!
Şimdi ise arka plandaki yorumları paylaşayım:
Zelenskiy'in bir sürü istek ve liste ile Türkiye'ye gelmiş olabilir. Hattası var; isteklerinin bir kısmı açıktan basına da yansıdı.
Erdoğan, Rusya ile ilişkileri zedelemeden ama Zelenskiy'i de eli boş göndermeden en zayıf argümanı kullanmış olabilir.
Azov askerleri Rusya için onur konusu olmayabilir ama Ukrayna açısından ciddi başarı konusudur hiç şüphesiz.
Bu durumda en az zarar kozu hangisidir diye baktığımızda; esirlerin verilmesi açıktan gözüküyor.
Zaten Putin bunu anladığı ve böyle gördüğü için, Kremlin resmi ağızdan
"Esirlerin Türkiye'den ayrılması, Rusya-Türkiye ilişkilerini etkilemeyecek..." diye esas noktayı koyuyor.
Erdoğan ısrarla, Ukrayna kozu üzerinden Rusya ve Türkiye'yi karşı karşıya getirmek gayretine; İsveç-Nato-F16-AB hattını devreye sokuyor.
Zekice, ustaca ve zarif işçilik ile bir hamle değil mi?
Şah ve Mat!