TÜRKİYE’DE bir sağlık devrimi yaşandığını kimse inkar edemez. Büyüklüğü 25 milyar doları aşan on yıl için 50 milyar dolara ulaşması beklenen sağlık sektörü, son yıllarda Türkiye’de en hızlı yükselen alanlardan birisi oldu.
Özel sektörün bu alana yönelik yatırımların artırmasıyla açılan yeni özel hastaneler, tesisler ve klinikler Türkiye’de bu sektörü bambaşka bir boyuta taşıdı. Ülkemiz, sağlık sisteminde büyük bir değişim ve dönüşüm yaşanmaktadır.
Türkiye’de sağlık harcamaları 2009 yılında 38 milyar ABD doları tutarında gerçekleşmiştir ve GSY?H içinde yüzünde 6.2’lik bir paya sahiptir. 2010 yılında Türkiye tıbbi ekipman ve sarf malzemeleri pazarının büyüklüğünün 2.1 milyar ABD doları olduğu hesaplanmaktadır. Hem devlet hastanelerinin, hem de özel hastanelerin sayısı son yıllarda hızla artmaktadır.
Toplam sağlık harcamalarının 2014 yılında yaklaşık 63 milyar ABD dolarına çıkacağı tahmin ediliyor. Gelişmelere bakıldığında bu rakamın daha yüksek olması da muhtemeldir. Bu pazarda özel sağlık hastanelerinin payı ve rolü giderek artıyor. Aslında Türkiye’nin sağlık alanında sınıf atlamasında özel sektör yatırımlarının önemli bir katkısı vardır. Hükümetin sağlık alanında yaptığı değişim, bu gelişiminde önünü açtı. Çünkü iktidar sağlık alanındaki yatırımları sürekli teşvik etti. Bunun sonucu olarak da bugün 5 yıldızlı otel konforunda hastanelere kavuştuk. Bununla da yetinmeyen iktidar normalde dar gelirli bir vatandaşın hizmet alma şansının olmadığı bu hastanelerden herkesin yararlanması için devrim niteliğinde kararlar aldı. Devletin mali yükü ağırlaştı ama herkesin bu kaliteli hizmeti almasını kolaylaştırdı. Sosyal güvencesi olan her kesimin bu modern hastanelerden sembolik katkı payları ile yararlanmasını sağladı. Neden bunları hatırlatıyorum. Geçtiğimiz günlerde Medical Park hastanesinin yöneticileri ile bir araya geldim. Hastaneyi biliyorum ve daha önce de bu duygularımı yazmıştım. Hastane değil, adeta bir alışveriş merkezini andırıyor.
Hastane yatırımları bir yana, artık hastane işletmeciliği de çok büyük önem kazandı. Devlet bile kendi hastanelerinde profesyonel yönetim ve işletmeciliğe geçti. Medical Park Hastanesi yöneticileri hepsi alanında uzman ve yetkin isimler. Profesyonel bir işletme örneği sergiliyorlar. Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zafer Beken, Genel Müdür Veysi Kubba ve Başhekim Yardımcısı Dr. Zeki Hozer gibi tanışma fırsatı bulduğum, her birisi kendi alanında uzman olan hekimler ve profesyonel yöneticilerin yönetiminde ki hastane kısa sürede Ege’de en çok dikkat çeken sağlık kuruluşu oldu. Bu profesyonel yönetim anlayışı şimdi Türkiye’de bir ilke daha imza atıyor. Birçok Avrupa ülkesinde uygulanan, ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ Medical Park Hastaneler Grubu ve MAPFRE Genel Sigorta işbirliğinde ilk kez Türkiye’de uygulanmaya başlandı.’Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ uygulaması ile SGK’lı kişiler, Türkiye’deki tüm Medical Park Hastaneleri’nden katkı payı ödemeden hizmet alabilecekler.
Bu uygulamanın sağlık ve sigorta sektöründe yeni bir dönemi başlatacağını söyleyen Medical Park İzmir Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba, uzun süredir üzerinde çalıştıkları Türkiye’de ilk kez uygulanacak olan ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’ ile SGK’lı kişilere kapılarını açan ilk sağlık gruplarından olduklarını ve Türkiye sağlık sektöründe devrim yaratmayı hedeflediklerini dile getiriyor.
Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Zafer Beken ise, Ege Bölgesi’nin en büyük Transplantasyon Kemik İlik Nakli Merkezi ile Ege Bölgesi’nin önemli bir açığını kapatacaklarını anlatırken, 3-4 ay sıra bulamayan hastalara anında cevap verebilecek durumda olduklarını belirtiyor.
Medical Park İzmir Hastanesi, sadece İzmir’de değil, bölgede ve genelde kısa sürede önemli bir farkındalık oluşturdu. Kabul ettiği hasta sayısı, verilen nitelikli hizmet ve tedaviler ile Türkiye’de ilklere imza atmayı başaran hastanenin bütün ekibini kutlamak gerekiyor