Zonguldak’ın Devrek İlçesi’nde yaşayan 14 yaşındaki Kader D’nin, teneffüste pompalı tüfekle öldürülmesi haberi geçen hafta bütün gazetelerde yer aldı.
15 Mayıs sayfa 18’de STAR gazetesinde haber ‘İlkokul öğrencisi Kader teneffüste katiline koştu’ başlığıyla verildi.
Haberin içinden bir bölüm: “İddialara göre evli ve iki çocuk babası olan 56 yaşındaki Metin A. ilköğretim okulundaki kızlara cinsel tacizde bulunuyordu. Fatih İlköğretim Okulu 8. sınıf öğrencisi 14 yaşındaki Kader D. bu tacizlerden birine tesadüfen şahit oldu. Kader’in kendisini şikayet edeceğinden korkan zanlı, genç kızı susturmak için yaptığı planı dün uygulamaya koydu. Metin A. sık sık tehdit ettiği Kader D’ye telefonla mesaj atarak teneffüste okulun hemen yanında bulunan Millet Bahçesi Parkı’na gelmesini istedi. Kader D. de Metin A’nın telefonuna “Beni öldürme” diye mesaj yolladı. Teneffüste parka giden Kader D. ile bir süre tartışan Metin A. elindeki pompalı tüfekle genç kıza ölüm kustu...”
Gülnur Bostan aynı haberi farklı gazetelerde okuduğunu ve STAR’ı yayını nedeniyle tebrik ettiğini belirtiyor: “56 yaşında bir caninin kurşunlarıyla ölen 14 yaşındaki bir yavru için gazetelerde yazılanlar basının tiraj kaygısı içinde ne kadar ileri gidebileceğinin örneğidir. Pek çok gazete ve internet sitesinde, 14 yaşındaki bir çocuğu katleden caninin sözlerinden yola çıkılarak yapılmış haberler. Katilin iddiasına göre, aralarında bir ilişki varmış ve başkalarıyla geziyor diye kıskanıp bu cinayeti işlemiş. Genç kızın Facebook’unda yazdıklarıyla güya bu ilişki doğrulanıyormuş. Böyle vicdansızlığa söyleyecek bir kelime bulmak zor. Evladını kaybeden bir aileye vurulan ikinci darbedir bu. STAR’ı ise habere sağduyulu yaklaşımı ve titizliği için kutluyorum.”
Garip bir başlık!
17 Mayıs arka sayfada bir başlık ‘90’lık prens ağzının fermuarını açtı.’
Haberi hatırlayalım: “İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in 90 yaşındaki eşi Prens Philip bir kraliyet gezisinde gözlerini kırmızı elbiseli sarışın kadından alamadı. Prens, Güney Londra’daki törende kendisini karşılayan kadının elbisesindeki uzun fermuara gözünü dikti. Prensin korumasına ‘Fermuarını açarsam beni tutuklar mısın’ dediği öğrenildi. Daily Mail gazetesine konuşan polis memuru, ‘Prens’e ne diyeceğimi bilemedim. Birlikte güldük. Sonra kendi sorusunu kendi cevapladı: Fermuarı açarsam kesinlikle tutuklanırım...”
Emir Şirin başlığı eleştiriyor: “Başlığınız da bir İngiliz gazetesinden alınan, doğruluğu meçhul diyaloglar da hayli garip. Sanırım bazı laflardan ne gibi anlamlar çıkarılabileceğini düşünmediniz... STAR’a yakışmadı.”
Yazmasanız da olurdu
Üstü kapalı da olsa, her kelimesi yazılmasa da hemen herkesin hatta çocukların bile anlayabileceği küfürler gazetede kullanılmamalı. Sadece ‘küfür edildiğini’ söylemek yeterli.
15 Mayıs’taki bir haber bu nedenle okurun hedefi oldu. ‘Hablemitoğlu cinayetini Küçük, Çiftçi’ye teklif etti’ başlıklı haber kısaca şöyle: “İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasının 182. duruşmasında ifade veren gizli tanık C , Veli Küçük ve Sami Hoştan’ın Necip Hablemitoğlu’nu öldürmesi için İzmir’de kumarhanesi bulunan İbrahim Çiftçi’ye teklifte bulunduklarını söyledi.”
Haberde ‘Veli Küçük ağzını çok fena bozdu’ başlıklı bir bölüm de var: “Gizli tanık C, konuşmasının bazı yerlerinde ‘Veli Efendi’ diye birinden bahsedince sanık Ergün Poyraz bu kişinin kim olduğunu sordu. Gizli tanığın, bu kişinin Veli Küçük olduğunu söylemesi üzerine tutuklu sanık Veli Küçük, oturduğu yerden “Ağzını toplasın terbiyesiz herif” diye bağırdı. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Özese, “Kamu tanığı, dinlemek zorundasınız.” dedi. Daha sonra da Veli Küçük, yerinden “Ananı....” şeklinde bir cümle sarf etti. Cümlenin tamamı basın bölümünden duyulamazken Mahkeme Başkanı Özese, “Veli Küçük oturduğu yerden senin ananı bilmem ... naparım diyerek’ gizli tanığa küfür ettiğini tutanaklara geçirdi.”
Selmin Seyitoğlu diyor ki: “Bir küfrün başını yazmak küfrü yazmaktan farksız mı? Gazeteler benzeri şeyleri yapıyor ama hiç yakışmıyor. Konuyla ilgili gelecek günlerde dikkatli olmanızı temenni ederim.”