CHP Yalova Milletvekili Muharrem İnce, siyaseti ve CHP’yi iyi takip edenleri şaşırtmayan bir kararla CHP’nin cumhurbaşkanı adayı oldu.
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, son ana kadar direndi. Bu direnci, dün Muharrem İnce adını açıklarken kurduğu cümlelerde de fark edildi.
Kürsüye çağırırken, “Eski bir öğretmen yeni bir politikacı, sayın Muharrem İnce gel bakalım buraya”dedi.
“Gel bakalım buraya”ifadesi ‘üst perdeden’bir ifade. ‘Seni ben aday gösterdim’iması içeriyor.
İnce, buna takılmadı. Zorlama bir benzetmeyle, “Kendisini eleştirmiş, karşısında aday olmuş birisini cumhurbaşkanı göstermek her babayiğidin harcı değildir”dedi.
Oysa, 2007’de Başbakan Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül’ü aday göstermiş, “Adayımız kardeşim Abdullah Gül’dür”demişti.
Yani öyle bir ‘babayiğit’vardı.
İnce de, Kılıçdaroğlu’nun ‘hedefindeki bütün ihtimaller başarısız olduktan sonra’aday gösterildiğini biliyor.
Abdullah Gül, Abdüllatif Şener, İlhan Kesicive nihayet Yılmaz Büyükerşen…
CHP’li kaynaklarım, “Kemal bey, son ana kadar Büyükerşen üzerinde durdu. Aday tarifindeki ‘başarı hikayesi olacak, siyasette yıpranmamış olacak, çok miting yapmayacak, kavgacı olmayacak; gerekirse kavgayı ben yapacağım’ ifadesi Büyükerşen’eyönelikti»dediler.
İnce, bu yüzden“Arayıp, Genel Başkan’a ismimi verenlere de teşekkür ediyorum”deme gereği de duydu.
Zira Kılıçdaroğlu’nun, başka adaylar üzerinde dururken, ‘Muharrem olsun’diyen çok sayıda telefon ve ziyaret aldığını da biliyor…
Ancak İnce, Kılıçdaroğlu’nun ‘yeni politikacı’sözünücevapsız bırakmadı.
“15 yaşında, 79 ara seçimlerinde sokaklara afiş asmaya çıkmış ve 39 yıl CHP’nin rozetini taşımış biriyim”deme gereği duydu.
Kılıçdaroğlu’nun kaç yıllık CHP’li olduğunun hatırlanmasını sağladı.
Sahne, ‘zoraki nezaket’gösterisiyle başladı.
***
İyi başlamayan bir başkaşey de‘siyasi söylem’…
İnce, CHP›nin‘sağ’tarafını temsil ediyor.
Bu yüzden tercih edildi zaten: “Dışarıdan sağ aday arayacağımıza otantik CHP’li bir sağ aday çıkaralım.”
Konuşması da 90’ların ‘sağ siyaset’söylemini hatırlattı.
Kılıçdaroğlu’nun çizdiği profilin aksine ‘kavgacı, polemikçi, popülist’bir konuşma yaptı.
Kampanyasını ‘Cuma namazı’ile başlatacağını söylerken, başörtüsü ve Atatürk vurgularını sıkça kullandı.
Ama sözlerinin ‘manşeti’bu değildi.
“Biz kavga edeceğiz, sana iftira atacağız, karalayacağız diyorlarsa, daniskasını yaparım!”
Oysa kimse onunla kavga edeceğini, ona iftira atacağını, karalayacağını söylemedi.
‘İftiranın, karalamanın daniskasını yaparım’diye çıkılan yolda söylenecek her söz bu haneye yazılacak. Kaldı ki, yarışacağı Erdoğan, bugüne kadar CHP’den gelen ‘iftiraların, karalamaların daniskaları’ile mücadele etti.
Gelinen nokta ortada!..