Nasılsa beraberlik de işimize yarıyor düşüncesi ile maça sakin başlayan Chelsea, aslında Galatasaray’a fırsat tanımış oldu. Hayrettir ilk yarıda Galatasaray o kadar tutuk oynadı ki, adeta kendisine sunulanı kabul etmeyip geri vermiş oldu. Daha dördüncü dakikada alakasız bir gol yiyen Cim-Bom, geri kalan dakikalar içersinde olumlu tek hareket yapamadı. Chelsea ingiliz futbolunun yüzyıllardır (!) yaptığını gerçekleştirerek hava toplarıyla sonuca gitmeye çalıştı ve her yan topta Galatasaray’ın savunmasında sıkıntı yarattı.
Semih ve Chedjou hava toplarında fazla direnemeyince Cim-Bom’un başarısındaki en büyük pay sahibi olan savunma ilk yarıda dağıldı. Yekta, selçuk ve Sneijder topa hakim olamadıklarından Drogba ve Burak ilk yarıda çok etkisiz kaldılar. Dolayısıyla Chelsea ummadığı bir rahatlıkta ilk yarıyı 2-0 önde kapattı.
Galatasaray skoru degiştirmek adına bir gayret içinde olmadı, olamadı. İnanın Galatasaray 2-0 gerideyken bile Sarı-Kırmızılı taraftarlar futbolculardan daha gayretli idi. Hiç susmadılar..
***
Drogba’nın kendisi sahada ama beyni büyük başarılar yaşadığı İngiliz ekibi Chelsea’de. Sneijder’in oyunu ise oynamamak üzerine kurulmuş sanki. Topu al yanına ver, olmazsa uzaktan ortala. Bunlara Melo’nun da etkisiz oyunu eklenince Cim-Bom için yapacak fazla bir şey kalmadı.
İkinci yarıda Galatasaray kıpırdanır diye bekledik ama ilk yarıdaki etkisiz futbol devam etti. Teknik Direktör Mancini de sanki Cim-Bom pozisyona girmişte Burak atamamış gibi onu çıkarıp Umut Bulut’u oyuna aldı. Sevgili Mancini senin sıkıntın topu ileriye götürememek, pozisyon bulamamak.
Chelsea hiç zorlamadan Galatasaray’ı sahasından çıkarmayacak baskıyı kurdu. Bizim bildiğimiz tanıdığımız Galatasaray bu değil. Sonuçta Cim-Bom, karşı kaleye tek olumlu şut bile atamadan Şampiyonlar Ligi’ne veda etti.
Galatasaray taraftarı sahada varlığı ile yokluğu beli olmayan oyunculara desteğini 90 dakika sürdürüp tribünde turu geçti ama Galatasaraylı futbolcular ne yazık ki aynı perfonmansı sahada gösteremedi.